contemplate

  1. Fiil dikkatle bakmak, müşahede etmek, seyretmek.
    She was contemplating her reflection in the miror.
  2. Fiil etraflıca/derin derin/uzun uzadıya düşünmek, düşünüp taşınmak.
    The doctor contemplated the difficult
    operation he had to perform.
  3. Fiil tasarlamak, niyetlenmek, tasavvur/niyet etmek, tasavvurunda/niyetinde olmak.
    to contemplate buying
    a new car. I'm contemplating to visit İstanbul next year.
  4. Fiil ummak, beklemek, ümit etmek.
    The police contemplated various kinds of trouble during the meeting.
  5. Fiil düşünceye dalmak, ciddî bir şekilde düşünmek, mülâhaza/teemmül etmek.
tefekkür (outdated) İsim
savaş olasılığı görmek Fiil
ziyaret yapmayı düşünmek Fiil