1. İsim, Geometri köşe
  2. köşe, kenar.
    The bottom corners of a page. He fell and hit his head on the corner of a box. the corner of a room.
  3. köşebaşı.
    I'll meet you on/at the corner of Elgin Street and Laurier Avenue.
    round the corner:
    köşeyi dönünce, köşebaşında.
  4. uzak yer, (dünyanın) uzak köşe(si), bölge, mıntaka.
    People have come from all corners of the world.
    From every corner of the empire.
    (All) four corners of the earth: dünyanın dört bucağı(nda).
  5. açı, sivri/keskin köşe.
    take a corner: viraj yapmak.
  6. (kaçınılması/içinden çıkılması olanaksız) müşkül durum, çıkmaz.
  7. Maliye tekel, vurgunculuk, bir malı tekeline alma, fiyatların bir elden kontrolu.
    a corner on the cotton
    market: pamuk piyasası tekeli.
    make a corner in wheat: buğday fiyatlarını tek elden kontrol etmek, buğday vurgunculuğu yapmak.
  8. corner kick ile ayni anlama gelir. (futbolda) korner/köşe vuruşu.
  9. köşe+, köşede, köşedeki.
    corner shop: köşedeki dükkân.
    corner table: köşe masası.
  10. köşelik, köşeye mahsus.
  11. kıstırmak, sıkıştırmak, içinden çıkılması imkânsız (müşkül) durumda bırakmak.
    He finally cornered
    the hoodloom: Sonunda külhanbeyini köşeye kıstırdı.
    She cornered him with a perfectly timed retort: Tam zamanında cevabını verip lâfını ağzına tıkadı.
  12. vurgunculuk yapmak, piyasanın kontrolunu eline geçirmek/elinde tutmak.
    By defeating their competitor
    this firm has cornered the wheat market.
  13. (otomobil) köşeyi dönmek, viraj yapmak.
    My car corners well even in bad weather.
  14. köşe yapmak, açı teşkil etmek.
birine korkuyla bakmak Fiil
kafayı köşeden uzatmak Fiil
iğneli sözler söylemek Fiil
kötü bir viraj
(a) âminciler köşesi: kilisede dua esnasında cemaate âmin demekte önderlik edenlere mahsus köşe, (b)
kilisede koyu dindarlara ayrılan yer.
(vukuu) pek yakın.
The winter is around the corner: Kış yaklaştı.
(a) çok yakın.
They live around the corner.
The winter is around the corner: Kış yaklaşıyor.
(b) köşede, köşeyi dönünce.
He disappeared round the corner: Köşeyi dönüp kayboldu.
tehlikeli köşe başı
birini köşeye sıkıştırmak Fiil
eli kulağında olmak Fiil
çıkmaza saplanmak, müşkül durumda kalmak.
kuytu köşe
ocak başı
şömine önü
(futbol alanında) gol atma köşesi.
(a) köşeyi dönmeyip kestirmeden gitmek, (b) (oto) köşeye sürünerek virajı dönmek, (c) her konuya dokunmak.
kestirmeden gitmek Fiil
kestirmeden gitmek, (çimenlik vb.'nin) etrafını dolaşmaksızın üzerinden yürümek.
köşeye sıkıştırmak Fiil
birisini çıkmaza sürüklemek, kapana kıstırmak.
birini köşeye sıkıştırmak Fiil
(bir kimseyi) köşeye kıstırmak/sıkıştırmak, içinden çıkılamaz duruma düşürmek, çıkmaza sokmak.
köşeyi dönmek Fiil
(beyzbolde) üçüncü oyuncunun bulunduğu köşe. İsim
adım başında
(kitap) sol köşe
sol taraf
hemen köşebaşında oturur olmak Fiil
hemen köşe başında oturur olmak Fiil
sol alt köşe
birini köşeye sıkıştırmak Fiil
tehlikeli sokak köşesi
(otomobil) köşeyi iyi dönmek Fiil
köşe bucak
sokağın kuytu bir köşesi
köşe bucak dolaşmak Fiil
bir köşeye itmek Fiil
bir çocuğu cezaya dikmek.
birini köşede indirmek Fiil
köşeyi döner dönmez
dönemeci almak Fiil
köşebaşı.
(otomobil) dönemeci hızla almak Fiil
bir köşeyi dönmek Fiil
(gazete) üst sol
dönemeci almak Fiil
tehlikeyi atlatmak, (hastalıktan) iyiliğe yüztutmak, gittikçe iyileşmek, müşkülâtı/zorluğu geride bırakmak.
köşeyi dönmek, tehlikeyi/krizi atlatmak.
kâr eşiğini aşmak Fiil
yukarıki köşe
sağ üst köşe
tehlikeli yer
sıkıştırmak Fiil
bir piyasayı tekeline almak Fiil
tanığı köşeye sıkıştırmak Fiil
bir tanığı köşeye sıkıştırmak Fiil
ok hızıyla köşeyi almak Fiil
külhanbeyi
(reklamcılıkta) firmanın imajı
üst sağ köşedeki mektup başlığı
köşe başı dükkânı
(US) köşebaşı dükkânı
köşe koruyucu İsim, Çocuk Bakımı
köşe ev
corner ile ayni anlama gelir. (futbolda) korner/köşe vuruşu.
korner vuruşu İsim, Spor
avare
işsiz
(Br) madrabaz
dikme
köşe odası İsim
köşe dükkân
en temel unsur İsim
üzerinde binanın yapılma tarihi bulunan taş İsim
temel taşı İsim
bir şeyin dayandığı esas İsim
(US) köşedeki mağaza
köşedeki mağaza
piyasayı ele geçirmek Fiil
piyasadan toptan mal kaldırmak Fiil
ihtikâr yapmak Fiil
köşe pencere
göndericinin adı yazlı zarfın üst sol köşesine yapıştırılan etiket
bir sayfanın ucunu kıvırmak Fiil
köşe yazarı olmak Fiil
bütün mısırı satın almak Fiil
gözümün ucu ile, yan gözle.
birini caddenin köşesinde yere indirmek Fiil