1. İsim, Tıp doz
  2. verit, doz, bir defada alınacak ilâç miktarı.
    There is only one dose of medicine in this bottle.

    In the accident the workers received a heavy dose of radiation: Kazada işçiler aşırı ışınıma maruz kaldılar.
    give someone a dose of his own medicine: bir kimseye aynen karşılık vermek/ aynı (başkalarına yaptığı) şekilde muamele etmek.
    a regular dose of sth.: birşeyin fazlası.
  3. (ilâç gibi) hoşa gitmeyen şey.
    a dose of hard work.
  4. şampanya yapımında katılan şeker miktarı.
  5. Fizik kütlesi belirli bir maddenin (dokunun) soğurduğu ışınım miktarı.
  6. belsoğukluğu veya firengi vak'ası.
  7. belirli/ölçülü miktarda ilâç vermek.
  8. şampanyaya şeker katmak.
  9. ilâç almak.
öldürücü doz
idame dozu Tıp
etkili doz
müsaade olunan doz
radyasyon dozu
kritik doz
booster ile ayni anlama gelir. bağışıklığı artırmak/yenilemek için yapılan ek aşı.
birine misilleme yapmak Fiil
birine zehir vermek Fiil
tile Bilgi Teknolojileri