1. (a) devretmek, havale etmek, emanet etmek, tevdi/teslim etmek.
    We gave him over to the police. The
    keys were given over to our neighbor during our absence. (b) son vermek, durdurmak, (c) kendini tutamamak/ kapıp koyvermek.
    She gave herself over to tears: Gözyaşlarını tutamadı. (d) ayırmak, tahsis etmek.
    The day was given over to relaxing: Gün, dinlenmeye ayrılmıştı. (e)
    give up to ile ayni anlama gelir. kendini/bütün vaktini vermek/hasretmek.
    I gave myself over to writing this dictionary. (f)
    be given over to: (fena bir şeye) kapılmak, yakayı kaptırmak.
birşey yapmaya son vermek Fiil
birşey yapmayı kesmek Fiil
birşey yapmayı bırakmak Fiil
terk etmek Fiil
bırakmak Fiil
bir yabancıyı gözüyle tartmak Fiil
kendini içkiye vermek Fiil
birine sormadan emirler vermek Fiil
(US) birini sıkı bir şekilde sorguya çekmek Fiil
birşeyi birşey için kullanmak Fiil
birşeyi birşeye ayırmak Fiil
birşeyi birşeye tahsis etmek Fiil
bir şeyi başka bir şeye tercih etmek Fiil
birini teftiş etmek Fiil
kendini birşeye vermek Fiil
tüm zamanını birşeye ayırmak Fiil
tümüyle birşeye odaklanmak Fiil
kendini birşeye adamak Fiil
sadece birşeye odaklanmak Fiil
tüm vaktini birşeye ayırmak Fiil