Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. örnek, misal, numune.
    an instance of bad behavior/bad manners: kabalık/terbiyesizlik örneği.
    Her
    rude question was an instance of bad manners.
    as an instance of: örnek/misal olarak.
    This is an instance of what I was talking about: Bu, ne demek istediğime bir örnektir.
    an isolated instance: tek/münferit bir örnek.
  2. Hukuk duruşma, soruşturma, sorgu, tahkikat, istintak. (Başlıca şu ifadede kullanılır:
    Court of first instance:
    İlk soruşturma mahkemesi)
  3. ivedilik, müstaceliyet.
  4. zorlayıcı sebep.
  5. istek, talep, rica, ısrar, tahrik, kışkırtma.
    at the instance of: isteği/ısrarı üzerine.
    I
    am writing to you at the instance of my client.
  6. istisna.
  7. işaret, emare, alâmet.
  8. aşama, kademe, merhale, durum, hal, olaylar dizisinin her bir parçası.
    He prefers, at this instance,
    to remain anonymous: Bu durumda adının gizli tutulmasını tercih ediyor.
  9. örnek göstermek, misal vermek/getirmek, örnek (olarak) zikretmek.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

judge of first instance courts
asliye hâkimi İsim, Hukuk
(basic court) court of first instance
asliye mahkemesi
civil court of first instance
asliye hukuk mahkemesi İsim, Hukuk
commercial court of first instance
asliye ticaret mahkemesi İsim, Ticaret Hukuku
Court of First Instance
asliye mahkemesi
court of first instance
bidayet mahkemesi
court of first instance
ilk derece mahkemesi İsim, Hukuk
criminal court of first instance
asliye ceza mahkemesi İsim, Hukuk
decide in the last instance
temyizsiz karar vermek Fiil
decide in the last instance
temyiz söz konusu olmaksızın kesin karar vermek Fiil
first instance
ilk merci
first instance
ilk derece
first instance
asliye (mahkemesi
for instance
örneğin meselâ, örnek/misal olarak.
higher instance
yüksek dereceli mahkeme
in a given instance
belli bir örneği ele alacak olursak
in the first instance
ilkönce, en evvel, herşeyden önce, evvelemirde.
first of all let me say how glad I am to be here.
first off, let's see where we agree and disagree.
in the first instance
ilkönce, evvelemirde, herşeyden önce, ilk kademede/aşamada, başlangıçta.
in the present instance
bu durumda, bu defa/sefer.
isolated instance
tek örnek
isolated instance
münferit olay İsim
lower instance
evvelki merci
lower instance
aşağı dereceli mahkeme
quote an instance
emsal göstermek Fiil
quote an instance
bir örnek vermek Fiil
instance court
açık denizlerde aktedilen akitler veya ika olunan zararlarla ilgili anlaşmazlıklara bakan deniz mahkemesi
instance of espionage
casusluk davası İsim
appeal instance judgment
temyiz kararı talep etmek Fiil
as an instance of
bir örneği
at the instance of
'nın ısrarıyla
at the instance of
'ın talebi üzerine
at the instance of
'ın isteği üzerine
at the instance of …
…in ısrarı üzerine Zarf
at the instance of …
…in isteği üzerine Zarf
at the instance of …
…in talebi üzerine Zarf
Court of First Instance of the European Communities (CFI)
Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.