1. sakat/malûl/hasta/yatalak/zayıf/hasalıklı/illetli (kimse).
    His invalid sister. An invalid cannot get around and do things.
  2. hastalara/sakatlara mahsus.
    invalid diet. an invalid chair.
  3. geçersiz, hükümsüz, geçmez, değersiz.
    If a will is not signed, it is invalid. An invalid contract/cheque.
    The court ruled his election invalid.
  4. işe yaramaz, battal, iptal edilmiş, hükmü kalmamış.
  5. temelsiz, yersiz, mesnetsiz, savunulamaz, zayıf.
    an invalid claim.
  6. hasta/malûl olmak, sakat kalmak, yatalak olmak.
    He was invalided for life.
  7. çürüğe çıkarmak, hastalık nedeniyle ordudan ihraç etmek.
    He was invalided out of the army.
  8. çürüğe çıkmak, hastalık nedeniyle faal görevden ayrılmak.
geçersizlik İsim, Hukuk
Bisiklet ve engelli aracı imalatı (NACE kodu: 30.92) İsim, Sanayi ve Zanaatler
hasta diye memleketine göndermek Fiil
hasta olmak Fiil
sakat olmak Fiil
geçersiz hale gelmek Fiil
sakatlanmak Fiil
sakat olmak Fiil
bir evliliği geçersiz ilan etmek Fiil
hükümsüz ilan etmek Fiil
âciz sakat
ömür boyu sakat kalmaya mahkûm kişi
ömür boyu sakat kalmaya mahkûm kişi
sakat numarası yapmak Fiil
hükümsüz devir ve temlik
geçersiz devir
geçersiz oy
sakat arabası İsim
özürlü arabası İsim
sahibince kullanılan tekerlekli sakat koltuğu
sakat koltuğu
geçersiz çek
geçersiz talep
geçersiz sözleşme
hafif yemekler
geçersiz akreditif
malul gazi
geçersiz bilet
geçersiz oy
geçersiz vasiyetname
zamanaşımına uğrama yoluyla geçerliğini yitirmek Fiil
zamanaşımına uğrama yoluyla geçerliliğini yitirmek Fiil