on point

beat someone on point

birini sayı ile yenmek Fiil

be on point duty

trafiği idare etmek Fiil

be on the off point

(US) yanlış yolda olmak Fiil

be on the point of departure

kalkmak üzere olmak Fiil

be on the point of getting married

evlenmek üzere olmak Fiil

be on the point of leaving

ayrılmak üzere olmak Fiil

building on the point of collapse

harabe

err on a point of law

kanuni hata yapmak Fiil

impose one's point on sb

birine kendi fikrini zorla kabul ettirmek Fiil

insist on upon one's point

fikri üstünde ısrar etmek Fiil

judgment quashed on a point of law

hukuki bir nedenden ötürü temyizde bozulan karar

judgment quashed on a point of law

bir hukuki nedenden temyizde bozulan karar İsim, Hukuk

not to put too fine a point on it

açıkçası, doğrusunu söylemek lâzımgelirse.
Not to put too fine a point on it, I didn't think your

on a point of order

gündemin bir konusu üzerinde

on from a point of law

hukuken

on the point

bir grup adayın liste başı olma durumu

on/upon/at the point of

… üzere.
be on the point of doing sth.: bir şeyi yapmak üzere olmak.
on the point of going: gitmek üzere

quash a judgment on a point of law

bir hükmü hukuki bir gerekçeyle bozmak Fiil

quash a judgment on a point of law

hukuki sebepten kararı bozmak Fiil

quash a judgment on a point of law

hukuki bir sebepten kararı bozmak Fiil, Hukuk

quash a judgment on a technical point

teknik bir husus yüzünden mahkeme kararını bozmak Fiil

quash a judgment on a technical point

bir teknik husus yüzünden bir mahkeme kararını bozmak Fiil

speak on a point of order

gündem hakkında konuşmak Fiil

to put too fine a point on it

ince eleyip sık dokumak.