out of joint

  1. (a) çıkmış, çıkık (eklem), (b) çığırından çıkmış, elverişsiz (durumda), gayrımüsait, aleyhte.
    Time
    is out of joint: Zaman müsait değildir. (c) uygunsuz, yakışıksız, münasebetsiz.
birinin pabucunu dama at(tır)mak, burnunu kırmak, ilgiyi kendi üzerinde toplayıp birini kıskandırmak.

His nose was put out of joint: Burnu kırıldı; pabucu dama atıldı.
(a) ayağını kaydırmak, pabucunu dama at(tır)mak, burnunu/gururunu kırmak, (b) birinin ümitlerini kırmak,
plânlarını akamete uğratmak.
pabucunu dama atmak Fiil
birinin ayağını kaydırmak Fiil
altüst etmek, allak bullak etmek, bozmak.
eklemleri/bağlantıları sökülmüş, çıkık Sıfat