1. küçümsemek, hakir/hor görmek, tepeden bakmak.
    Why do you disdain my offer of friendship?
  2. tenezzül etmemek, istihfaf etmek.
    She disdained to answer/answering his rude remarks.
  3. küçümseme, istihfaf, azımsama, istiğna, hor/hakir görme, dudak bükme, önem vermeme, tepeden bakma, kibir,
    gurur, azamet.
    in disdain: gururla, azametle, tepeden bakarak.
yardım teklifine dudak bükmek Fiil