1. Zarf bizzat
  2. Zarf şahsen, kendisi.
    He is personally in charge of all the arrangements.
  3. Zarf bizzat, doğrudan doğruya, aracısız.
    The hostess personally saw to the comforts of her guests:
    Ev sahibesi bizzat misafirlerinin istirahatiyle meşgul oldu.
  4. Zarf bence, bana kalırsa.
    personally, I think it is a very good plan: Bence bu çok iyi bir plândır.
  5. Zarf kişi/şahıs olarak.
    We like him personally but dislike his way of living.
  6. Zarf şahsına yöneltilmiş olarak/gibi.
    Take someone's comments personally.
    He intended no insult
    to you, do not take what he said personally: Maksadı sana hakaret değildi, söylediklerini sana yöneltilmiş gibi kabul etme.
davalının avukat tayin etmeden huzura çıkması
şahsınızı kastetmiyorum
maddi manevi İsim
kararı beni şahsen etkilemiyor
bu iş ile şahsen meşgul olacağım
bizzat imzalamak Fiil
işe şahsen nezaret etmek Fiil
kendi rehberiyle yapılan gezi
bir siparişi karşılamak için şahsen meşgul olmak Fiil
kimlik bilgileri İsim
parmağı olmak Fiil
bizzat ilgilenmek Fiil
şahsen sorumlu
şahsen mesul
mahkeme huzuruna şahsen çıkmak Fiil
şahsen sorumlu olmak Fiil