Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Fiil ulaşmak, varmak, vasıl olmak.
    The boat reached the shore. His letter reached me. We reached Paris
    on Sunday. reach the age of sixty. reach an agreement.
  2. Fiil erişmek, yetişmek, gelmek.
    to reach a book on a high shelf. The anchor reached bottom. reach the end
    of a book.
    It has reached my ears that: Kulağıma geldi/çalındı.
  3. Fiil uzatmak.
    Please reach me the coffee pot/the sugar.
    reach down: elini uzatmak.
    reaching
    out his hand in greeting.
  4. Fiil haberleşmek, irtibat sağlamak.
    I called but I couldn't reach you. He can always be reached on the office telephone.
  5. Fiil (bir yekûna) varmak/ulaşmak/baliğ olmak.
    The cost will reach millions.
  6. Fiil (silahla/füze ile) vurmak.
  7. Fiil uzanmak.
    The garden reaches down to the lake: Bahçe göle kadar uzanır.
    reach for: almak
    üzere uzanmak, uzanıp almak.
    reach across the table and pick up the book.
    reach ahead: ileriye uzanmak.
  8. Fiil gerilmek.
  9. Fiil uzanmak, el atmak.
    to reach for a gun.
  10. Fiil (etki vb.) yayılmak, kapsamak.
  11. Fiil gelmek, erişmek.
    the coat reaching to the knee.
  12. Fiil (zaman) sürmek, devam etmek.
  13. Fiil (bir durum) almak, (bir yere/duruma) ulaşmak, varmak.
  14. Fiil erişmek, nüfuz etmek.
  15. Fiil, Denizcilik rüzgâra karşı seyretmek.
  16. İsim ulaşma, varma, varış, muvasalat.
  17. İsim yetişme, erişme.
    beyond one's reach: insanın erişemeyeceği yerde, iktidarı dışında.
    beyond
    reach = out of reach: erişilmez, ulaşılmaz, yetişilmez, yetişilemeyecek yerde.
    within reach of his hand: elinin yetişebileceği yerde.
    No help was within reach: Çevrede yardım edecek kimse yoktu.
    within the reach of small purses: fakirlerin de alabileceği fiyatta.
  18. İsim erim, menzil.
    within the reach of voice.
  19. İsim kol uzunluğu, erişme mesafesi.
    have a long reach: kolu uzun olmak, çok ileriye uzanabilmek.
    He
    has a longer reach than I have so he can climb better.
  20. İsim etki alanı, görüş sahası.
  21. İsim iktidar, ihata.
  22. İsim uzantı, temadi, alan, saha, bölge.
    Further to the north there are great reaches of forest. A small
    community living on the upper reaches of the Amazon.
    a reach of woodland.
  23. İsim, Denizcilik omurgaya dik esen rüzgârda alınan yol.
    close reach: rüzgârın yan ve önden esmesi,
    beam reach:
    rüzgârın omurgaya dik esmesi,
    broad reach: rüzgârın yan geriden esmesi] halinde alınan yol.
  24. İsim vagon dingili.
  25. İsim nehrin iki kıvrımı arasındaki düz kısmı.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

be within the reach of someone's pocket
bütçesi müsaade edecek kadar olmak Fiil
put something out of someone's reach
bir şeyi birinin ulaşamayacağı yere koymak Fiil
reach a turning point in one's life
hayatında dönüm noktasına gelmek Fiil
reach one's aim
meramına nail olmak Fiil
reach one's dotage
bunamak Fiil
reach one's goal
muradına ermek Fiil
reach one's journey's end
yolculuğunun sonuna varmak Fiil
reach one's majority
rüştüne varmak Fiil
reach one's majority
rüştüne ermek Fiil
reach one's prime
kıvamlanmak Fiil
reach the culmination of one's career
mesleğinin doruğuna çıkmak Fiil
(news) to reach
aksetmek Fiil
as far as the eye can reach
göz alabildiğine.
I see nothing but houses as far as the eye can reach: Göz alabildiğine evden başka bir şey görmüyorum.
come within reach
erişilebilir bir uzaklığa gelmek Fiil
easy to reach
ulaşılması kolay
harbo u r reach
nehirden limana giriş yeri
have within reach
eli altında olmak Fiil
market reach
piyasaya uzanma
market reach
piyasaya uzanma (belirli bir kampanya yoluyla kendilerine ulaşılabilecek toplam olası müşteriler
put something away or out of reach
kaldırmak Fiil
within easy reach
kolay da
within hand reach
uzanılırsa erişilebilecek uzaklıkta
reach a certain stage
belli bir aşamaya varmak Fiil
reach a conclusion
bir sonuca varmak Fiil
reach a deadlock
çıkmaza girmek Fiil
reach a decision
bir karara varmak Fiil
reach a decision
bir karar vermek Fiil
reach a general agreement on fundamentals
temel konularda genelde anlaşmak Fiil
reach a high price
yüksek fiyata erişmek Fiil
reach a high standard of efficiency
yüksek randıman standardına erişmek Fiil
reach a mutual understanding
mutabakat sağlamak Fiil
reach a port safely
limana sağ salim varmak Fiil
reach a respectable figure
hatırı sayılır miktarda satış yapmış olmak Fiil
reach a settlement
bir anlaşmaya varmak Fiil
reach a settlement
bir uzlaşmaya varmak Fiil
reach a standstill
kalmak Fiil
reach a verdict
hükme varmak Fiil, Hukuk
reach a verdict
karara varmak Fiil, Hukuk
reach a verdict
karar vermek Fiil, Hukuk
reach a verdict
hüküm vermek Fiil, Hukuk
reach agreement on sth
bir şey hakkında anlaşmaya varmak Fiil
reach ahead
ileriye uzanmak Fiil
reach an 8-10 % plateau next year
(enflasyon) gelecek yıl 8-10 %'lik düzeye varmak Fiil
reach an accommodation with creditors
alacaklılarla uzlaşmak Fiil
reach an agreement
uzlaşmak Fiil
reach an agreement
anlaşmak Fiil
reach an agreement
uzlaşmaya varmak Fiil
reach an agreement
anlaşmaya varmak Fiil
reach an agreement on sth
bir şey hakkında anlaşmaya varmak Fiil
reach an understanding
bir anlaşmaya varmak Fiil
reach and frequency
ulaşma ve sıklık
reach base before someone else
sobelemek Fiil
reach consensus
uzlaşmak Fiil
reach consensus
hemfikir olmak Fiil
reach consensus
uzlaşmaya varmak Fiil
reach consensus
görüş birliğine varmak Fiil
reach consensus
fikir birliğine varmak Fiil
reach consensus
mutabık olmak Fiil
reach down
elini aşağıya uzatmak Fiil
reach for
almak üzere uzanmak Fiil
reach for the stars
olanaksızı istemek Fiil
reach for the stars
zoru başarmaya çalışmak Fiil
reach for the stars
imkânsızı istemek Fiil
reach its destination
varacağı yere varmak Fiil
reach lawful age
buluğa ermek Fiil
reach lawful age
reşit olmak Fiil
reach manhood
rüştüne ermek Fiil
reach maturity
tekemmül etmek Fiil
reach me down
hazır giysi
reach me downs
konfeksiyon giyim
reach out
elini uzatmak Fiil
reach out
uzanmak Fiil
reach out a hand
elini uzatmak Fiil
reach out to
bir yere uzanmak Fiil
reach out to someone
birine sesini duyurmak Fiil
reach out to someone
biriyle temasa geçmek Fiil
reach out to someone
birine ulaşmak Fiil
reach out to someone
birine erişmek Fiil
reach out to someone
biriyle iletişim kurmak Fiil
reach peak levels
zirveye erişmek Fiil
reach port
limana varmak Fiil
reach port safely
limana sağ salim varmak Fiil
reach puberty
buluğa ermek Fiil
reach retiring age
emeklilik yaşına gelmek Fiil
reach sb
birine ulaşmak Fiil
reach sb
yetişmek Fiil
reach spiritual perfection
ermek Fiil
reach ten editions
on baskı yapmak Fiil
reach the age limit
yaş haddine erişmek Fiil
reach the age limit
yaş haddini doldurmak Fiil
reach the end of line
işin sonuna ulaşmak,
k.d. yüzüp yüzüp kuyruğuna getirmek.
reach the end of the chapter
bölümün sonuna varmak Fiil
reach the middle of
ortalamak Fiil
reach the midpoint of
ortalamak Fiil
reach the peak
doruğa erişmek Fiil
reach the public
halka ulaşmak Fiil
reach the retirement age
emeklilik yaşına gelmek Fiil
reach the right consistency
kıvamına gelmek Fiil
reach the right consistency
kıvamlanmak Fiil
reach the right movement
kıvamlanmak Fiil
reach the stage
sahneye konmak Fiil
reach the taxable level
vergiye tabi duruma gelmek Fiil
reach the top of the ladder
merdivenin son basamağına çıkmak Fiil
reach the top of the ladder
merdivenin en üst basamağına çıkmak Fiil
reach the turning point
dönüm noktasına gelmek Fiil
reach the woolsack
Lordlar Kamarası Başkanı veya Adalet Bakanı olmak.
reach to
baliğ olmak, tutmak, tutarında olmak.
sums reaching to a considerable total.
reach unanimity
oybirliğine varmak Fiil
(impersonal passive) to reach (a place , a conclusion
varılmak Fiil
be beyond reach of human aid
insan yardımının ötesinde olmak Fiil
full reach and burden
hacimden tam yararlanma ve yükleme
let a matter reach (a certain point
vardırmak Fiil
not to reach full growth
güdük kalmak Fiil
to reach the entrance of a port
ağızlamak Fiil, Denizcilik
within easy reach of the station
istasyonun yakınında
within easy reach of the station
istasyona çok yakın
within the reach of a small purse
mütevazı bütçe ile alınabilir
within the reach of all
herkesin erişebileceği yerde
Regulation on the Prevention, Extinguishing and Rescue Measures Against Fires that Start on Land, Fires that Start in the Sea, in a Port or on the Coast and may Reach the Land, and Spread, or Those that Start on the Land and May Reach the Coast, a Port or the Sea
Karada Çıkabilecek Yangınlarla, Deniz, Liman veya Kıyıda Çıkıp Karaya Ulaşabilecek ve Yayılabilecek veya
Karada Çıkıp Kıyı, Liman ve Denize Ulaşabilecek Yangınlara Karşı Alınabilecek Önleme, Söndürme ve Kurtarma Tedbirleri Hakkında Yönetmelik
Özel Isim, Hukuk
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.