1. (a) ayağa kalkmak, ayakta durmak, (b) dayanmak, dayanıklı olmak, (c) geçerli, muteber, yürürlükte olmak,
    baki olmak, (d)
    argo randevusuna gitmeyip birini bekletmek.
kaldırmak Fiil
kanaatini açıkça belirtmek.
birisini tarafını tutmak, iltizam etmek, kayırmak, taraftarı olmak.
stand up for your rights: Hakkını ara/savun!
kendi çıkarını korumak Fiil
birini desteklemek Fiil
birini savunmak Fiil
birinin yanında yer almak Fiil
birinin haklarını savunmak Fiil
göğüs germek Fiil
birini cesaretle karşılamak Fiil
birine direnmek Fiil
birine karşı çıkmak Fiil
birinin yaptığı haksızlığa karşı sesini çıkarmak Fiil
cesaretle karşılamak/savunmak, kafa tutmak, karşı durmak.
stand up to fate: talihe/kadere göğüs germek.
nikâh töreninde (geline/damada) refakat etmek.
birini ekmek Fiil
biriyle buluşmaya gitmemek Fiil
birini ağaç etmek Fiil
önceden saptanmış olana uyamama
(fotoğraf) boy resmi
beklemede kalma
dik. Sıfat
ayakta durarak yapılan. Sıfat
meddah, sahnede yalnız başına gülünç fıkralar anlatan sanatçı. Sıfat, Tiyatro