1. İsim, Askerlik taarruz
  2. Fiil vurmak, çarpmak, darbe indirmek, saldırmak, hücum etmek.
    strike against something: bir şeye çarpmak.

    We struck the enemy on his left flank: Düşmanın sol kanadına saldırdık.
  3. Fiil yumruk atmak/indirmek.
    He struck his hand on the table: Masaya bir yumruk indirdi.
  4. Fiil saplamak.
    Brutus strike a dagger into the dying Caesar.
  5. Fiil (kibrit vb.) çakmak, yakmak.
    strike a match.
  6. Fiil (kayaya) oturmak/çarpmak.
    The ship struck a rock.
  7. Fiil (ses/ışık) gelmek, düşmek.
    A sound struck my ear.
  8. Fiil (aklına) gelmek, hatırlamak.
    An idea has struck me = I've struck upon an idea: Aklıma bir fikir geldi.
  9. Fiil (göze) çarpmak.
    the first object that strikes one's eye.
  10. Fiil etkilemek, zihninde yer etmek, dikkatini çekmek, intıbaını uyandırmak, … gibi görünmek, benzemek.
    He
    struck me as (being) rather conceited: O bana biraz kibirli gibi geldi.
    a picture that strikes one's fancy. How does it strike you?
    He strikes me as a honest man: Dürüst bir adama benziyor.
    be struck on someone
    k.d. birine tutulmak/abayı yakmak.
  11. Fiil (maden cevheri, petrol vb.) bulmak, keşfetmek.
    strike oil/gold,
    etc.
  12. Fiil (bitki) sürmek, kök salmak.
    The plant has struck (root): Bitki kök saldı/tuttu.
  13. Fiil (çadır vb.) bozmak, dağıtmak, indirmek, yıkmak.
    strike camp: çadırı bozmak.
  14. Fiil (sahneden) çıkarmak, boşaltmak.
    strike the set: sahne donatımını boşaltmak.
  15. Fiil, Denizcilik (bayrak, yelken, direk vb.) indirmek.
    strike his flag: (amiral) forsunu indirmek (kumandasını
    terketmek).
    strike its flag/colors: (gemi) bayrağını indirmek, teslim olmak.
  16. Fiil (balık) oltaya vurmak, olta yemini ısırmak.
  17. Fiil (balinayı) zıpkınlamak, zıpkını saplamak.
  18. Fiil dolu zahire ölçeğini düz tahta ile sıyırıp düzeltmek.
  19. Fiil
    strike out: silmek, kalemle çizerek listeden çıkarmak.
  20. Fiil (pul, para vb.) basmak, darbetmek.
  21. Fiil (saat) çalmak.
    The clock struck ten: Saat onu çaldı.
    The hour has struck: Önemli an geldi
    çattı.
    His hour has struck: (a) Sonu yaklaştı, (b) Hayatının en önemli ânı geldi.
  22. Fiil (hastalık vb.) kasıp kavurmak.
    The plague struck Europe.
  23. Fiil (manen) ezmek, mahvetmek, kahretmek.
  24. Fiil (korku, dehşet vb.) vermek, uyandırmak.
    to strike fear into a person: bir kimseyi korkutmak.
    strike
    with grief: mateme garketmek.
  25. Fiil birdenbire başlamak.
    The horse struck a gallop.
  26. Fiil takınmak, almak.
    He likes to strike a noble pose.
  27. Fiil (sıcak/soğuk vb.) işlemek, vurmak.
  28. Fiil ulaşmak, varmak, vasıl olmak.
    We struck Rome before dark.
  29. Fiil akdetmek, kararlaştırmak, onaylamak, tasdik etmek.
    to strike a treaty.
  30. Fiil tahmin/tayin etmek.
  31. Fiil grev yapmak.
  32. Fiil, Hukuk jüri üyesini seçmek.
  33. Fiil yola çıkmak/koyulmak, ilerlemek.
    They struck out at dawn.
  34. Fiil, Denizcilik
    strike for: bütün gücü ile çalışmak, çok gayret sarfetmek, didinmek.
    He is striking for yeoman.
  35. Fiil (kuvvetli bir etki ile) donakalmak, kalakalmak.
    He was struck speechless: Dili tutuldu, ses çıkarmadan
    donakaldı.
    strike someone with wonder: birini hayrete düşürmek.
    strike terror into someone: birini dehşete düşürmek.
  36. Fiil çatmak, rastlamak.
    We've struck (upon) just the right man: Tam adamına çattık.
  37. İsim vurma, çarpma, vuruş, darbe.
  38. İsim iş-bırakım, grev.
    general strike: genel grev.
    go on strike = come out on strike: grev yapmak,
    greve başlamak.
    on strike: grevde, grev halinde.
    lightning strike: ânî/habersiz grev.
    sympathy strike: sempati grevi.
    wildcat strike: sendikadan izinsiz yapılan grev.
    strike - pay: sendikadan grevcilere verilen ödenek.
  39. İsim umulmadık bir yerde zengin maden cevheri bulma.
    lucky strike: devlet kuşu, turnayı gözünden vurma.
  40. İsim dolu zahire ölçeğinin üstünü sıyırıp düzeltme tahtası.
  41. İsim hava taarruzu, bombardman.
  42. İsim, Jeoloji yatay katman.
    strike fault: boyuna kırık.
  43. İsim bir defada darbedilen sikke miktarı.
  44. İsim ânî başarı, büyük vurgun.
  45. İsim bowling oyununda ilk vuruşta bütün kukaları devirme.
  46. İsim (beyzbol) topa vuramayış.
  47. İsim (balık) oltaya vurma/çarpma.
önleyici darbe İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
birinin yüreğine korku salmak Fiil
kumandayı ele almak Fiil
selam veya teslim olma anlamına gelen bayrak indirmek Fiil
bayrağını çekmek Fiil
kendi yolundan gitmek Fiil
kendi açtığı çığırda ilerlemek, bağımsız/yeni bir hayata/işe başlamak, kimseye müdanaa etmemek.
birinin yüreğine korku salmak Fiil
hava saldırısı İsim, Askerlik
taarruz savaşı
bir grevi önlemek Fiil
grevi önlemek Fiil
inşaat işçileri grevi
alıcıların grevi
otomotiv sanayiciler grevi
yurttaş itaatsizliği
vergi grevi
kömür grevi
inşaat işçileri grevi
maaş görüşmeleri yüzünden doğan grev
savunma grevi
(atom silahları) ilk vuruş
sözleşmeye aykırı ve sendika onayı olmadan yapılan grev
genel grev
iş yavaşlatma grevi
işi yavaşlatma grevi
gerilla baskını
vur kaç darbesi İsim
açlık grevi
açlık grevi yapmak Fiil
kanuna aykırı grev
kanunsuz grev
bütün bir sanayi dalındaki grev
işçi grevi İsim
kanuni grev
aniden grev yapmak Fiil
baskın grev
önceden haber vermeden yapılan grev
yerel grev
dayanışma grevi
postacılar grevi
yöneticiler grevi
yönetici personelin grevi
genel grev
savunma grevi
gazete grevi
sendika çağrısı üzerine yapılan grev
işten çıkarılan bir işçinin yeniden işe alınması için yapılan grev
kanunsuz grev
kanun dışı grev
pilot grevi
polis grevi
politik nedenlerle yapılan grev İsim
politik nedenlerden ötürü yapılan grev
posta grevi
önleyici saldırı İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
protesto grevi
kamu personeli grevi
sendikadan izin alınmadan yapılan kısa grev
(US) kanunsuz
ihbarsız grev
demiryolu işçileri grevi
demiryolu işçileri grevi
dolaylı boykot grevi
belli bölgeye sınırlı grev
belli bölgeyle sınırlı grev
oturma grevi
işi yavaşlatma grevi
iş yavaşlatma grevi
(maden işçileri) oturma grevi
iş yerini işgal grevi
birkaç günlük oturma grevi
(Br) birkaç günlük oturma grevi
destek grevi İsim, İstihdam
dayanışma grevi
ikaz grevi (işvereni , daha büyük çapta greve gidilebilir diye uyarmak üzere yapılan kısa süreli grev
uyarı grevi
anayasaya aykırı grev İsim, Hukuk
kanunsuz grev (sendika onayı olmadan yapılan grev
(Br) kanunsuz grev
sendika onayı alınmadan yapılan grev
sendikanın onayı olmadan yapılan grev
kanunsuz grev
uyarı grevi
ikaz grevi
sözleşmeye aykırı ve sendika onayı olmadan yapılan grev
yasadışı grev
grev faaliyeti
bir şeye karşı grev yapmak Fiil
grev yardımı
karşı saldırıda bulunmak Fiil
karşı saldırı düzenlemek Fiil
grev oyu
grev yardımı
amiri mücbir kanun layihası İsim
(gemi) karaya oturmak Fiil
grev kırıcı
greve katılmayan işçi
grev çağrısı
çadırı bozmak Fiil
grev kampanyası İsim
grevin iptali
grev klozu
grev maddesi İsim
bir satış akdinde grev nedeni ile taahhüdünü yerine getirmezse satıcının sorumluluktan kurtarılmasını öngören kayıt
sikke basmak Fiil
grev komitesi
grev yöneticisi
grev fonu
zengin olmak Fiil
altın madalya kazanmak Fiil
altın madeni bulmuş gibi olmak Fiil
altın bulmak Fiil
(gemi) karaya oturmak Fiil
grev emri
greve karşı sigorta
grev elebaşısı
şanslı olmak Fiil
grev kışkırtıcısı
grev hareketi
grev ihbarı
çıkarmak Fiil
ayırmak Fiil
çizmek Fiil
kesmek Fiil
greve gitme emri
grevin arzettiği manzara
grevin görünümü
üstüne basmak Fiil, Bilgi Teknolojileri
grev anlaşması
grev deyken sendikanın grevci çalışanlara ödediği para
sendikanın grevci çalışanlara ödediği para
grev maaşı
grevdeyken
grev gözcüsü
grev planı
grev hükümleri İsim
grev istatistiği
grev tazminatı
kök salmak Fiil
kök salmak Fiil
yelken açmak Fiil
grevi sona erdirmek için anlaşma
grevin amacı
grev tehdidi
teksir etmek Fiil
çoğaltmak Fiil
saat on ikiyi vurmak Fiil
grev kararı için oylama
grevi oylama
grev dalgası İsim
grev yılı