1. sanmak, zannetmek, … yerine koymak.
    I took him for an Englishman: Onu İngiliz zannettim.
    take
    someone for another: birini başkasına benzetmek.
    take someone for a fool: birini aptal yerine koymak.
    What do you take me for: Beni ne zannettin(iz)?
kendi kullanmak Fiil
yanlışlıkla başkasının şemsiyesini almak Fiil
yanıltmak Fiil
bilerek birinin başına bela açmak Fiil
vb vermek Fiil
aldatmak Fiil
bilerek yanlış bilgi
(a) (bir şeyi) itirazsız/münakaşasız/olduğu gibi kabul etmek, (b) bir kimsenin/şeyin) değerini takdir
edememek, (c) doğal/tabiî saymak.
kamu kullanımı için almak Fiil
vadeli alışverişlerde taraflardan biri prim vererek alışverişten dönmek Fiil
değerine almak Fiil
herkes kendi başının çare sine baksın
Sona kalan dona kalır/Herkes kendi başının çaresine baksın.
hayır kabul etmiyorum
itiraz kabul etmemek Fiil
bir borcun geri alınabilmesi için kanuni takibata geçmek Fiil
bir borcun geri alınması için kanuni takibata geçmek Fiil
bir evi yıllığına kiralamak Fiil
bir evi bir yıllığına kiralamak Fiil
kira ödeyerek bir evin yıllarca kullanma hakkını elde etmek Fiil
iznin verileceğine kesin gibi bakmak Fiil
teklif vermek Fiil
bir yolcuyu gece konaklatmak Fiil
kötüye dönmek Fiil
(hastalık) iyileşmeye yüz tutmak Fiil
(US) bir değerli kâğıdı değerine almak Fiil
bir şey için sipariş almak Fiil
bir şey için emir almak Fiil
bir başarıdaki büyük payı kendisine ayırmak Fiil
sorgusuz sualsiz kabul etmek Fiil
doğru olduğunu varsaymak Fiil
borçların ödetilmesi için kanuni kovuşturma açmak Fiil
tahliye davası açmak Fiil
hastalıkların önlenmesi için önlemler almak Fiil
Bana inanınız. Sizi temin ederim.
(birinin kıymetini takdir etmeden onun yaptıklarını) olağan saymak, istismar etmek.
ilerideki bir tarihte teslim etmek üzere sipariş almak Fiil
ileride bir tarihte teslim etmek üzere sipariş almak Fiil
bir araba için ruhsat çıkarmak Fiil
bir araba için ruhsat çıkarmak Fiil
bir buluşa patent almak Fiil
bir şeyin patentini almak Fiil
özel mülkü kamulaştırmak Fiil
şahsi malı kamu kullanımı için almak Fiil
birinin (giysi dikmek için) ölçüsünü almak Fiil
birinin dediğine inanmak Fiil
-e gitmek üzere gemiye binmek.
birini araba ile gezintiye götürmek Fiil
birini aptal sanmak Fiil
aptal yerine koymak Fiil
birini arabayla gezdirmek Fiil
birini arabasına almak Fiil
birini aldatmak Fiil
birini hırsız sanmak Fiil
dolaştırmak Fiil
birini namuslu saymak Fiil
bir şeyi hile ile elde etmek Fiil
(US) birini bir şey sanmak Fiil
birisinin söylediklerine inanmak.
take my word for it! sözüme inan!
birşeyi sorgulamadan kabul etmek Fiil
birşeyi doğru farz etmek Fiil
birşeyi sorgusuz sualsiz kabul etmek Fiil
birşeyin doğru olduğunu varsaymak Fiil
birşeyi sorgulamadan kabullenmek Fiil
birşeyi sorgusuz sualsiz kabullenmek Fiil
(a) itirazsız kabul etmek.
He took for granted all that his parents told him. (b) doğru kabul
etmek, olmuş gibi farzetmek, muhakkak saymak.
You take too much for granted: Herşeyi doğru kabul ediyorsun/olmuş bitmiş gibi farzediyorsun. (c) olağan/tabiî saymak, aksini düşünememek.
He took for granted that the invitation included his wife.
bir şeyin başarısını üstlenmek Fiil
iyi niyeti tanımak Fiil
birini şiddetle savunmak Fiil
birinden yana çıkmak Fiil
kuvvetle desteklemek, şiddetle savunmak/müdafaa etmek, tarafını tutmak.
soğumak, hoşlanmamak.
She has a dislike of/for cats.
kalkış için beklemek Fiil