uzak, dışında, karışmamış. We'll never stop them arguing. I wish I were well out of it: Münakaşaları
hiç bitmez. Ben karışmasam iyi olurdu. It's lucky you left before the trouble happened; you were well out of it: Karışıklık çıkmadan uzaklaşman isabet oldu, olaya karışmadın.