1. Fiil hızla geri dönmek.
    He whirled and faced his pursuers.
  2. Fiil hızla hareket etmek/ gitmek/gelmek.
  3. Fiil (baş) dönmek.
    My head began to whirl.
  4. Fiil hızla gitmek/ hareket et(tir)mek.
  5. İsim fırıldanma, hızla dön(dür)me, dön(dür)üş.
  6. İsim hızla dönen şey, çevrinti, girdap.
  7. İsim telâş, acele.
  8. İsim koşuşma.
  9. İsim birbirini hızla takibeden olaylar.
    Her life was a whirl of parties.
    a whirl of pleasures: zevk ve eğlence kasırgası.
  10. İsim (a) başdönmesi.
    My head is in a whirl: Başım dönüyor. (b)
    in a whirl: şaşkın, perişan,
    karmakarışık, allak bullak.
    My thoughts are in a whirl; I must sit down and think: Zihnim karmakarışık, oturup düşünmeliyim.
  11. İsim deneme, sınama.
    give something a whirl: Bir şeyi denemek.
denemek Fiil
büyük bir şehirde çağdaş hayatın girdabı