eski itibarını kazanmak Verb
askeri darbe Noun, Politics-Intl. Relations
görmüş geçirmiş olmak Verb
arabasının servisini muntazaman yaptırmak Verb
(Br) eşyasını naklettirmek Verb
Tabii, yapalım. Sentence
Ne güzel olur. Sentence
Olur tabii. Sentence
Memnun olurum. Sentence
İyi olur. Sentence
İyi olur. Sentence
Ne güzel olur. Sentence
Memnun olurum. Sentence
Tabii, yapalım. Sentence
Olur tabii. Sentence
dakik olmak Verb
şaşırmak Verb
ancak klişeler halinde düşünebilmek Verb
'd

had” fiilinin kısaltılmışı:
I was glad they'd (= they had) gone.
'd

did” fiilinin kısaltılmışı:
Where'd (= Where did) they go?
'd

should” veya “
would” fiillerinin kısaltılmışı:
He'd (= He would) like to go. I'd (=I should) have known …
askere maaş ödeme günü
sekiz saatlik çalışma günü
seçim günü
he had.
he would.
işçiyi günlük çalıştırmak Verb
I'd
I would.
I'd
I should.
I'd
I had.
ilave edilmiş ay veya günü olan yıl
takvime ilave edilen gün
oturum günü
senet veya ipotek senedindeki borcun vade günü
çalışma günü
ekli gün
artık gün
duruşma günü
borsa günü
pazar kurulan gün
bir gün saptamak Verb
yeni seçim gününü ilan etmek Verb
takvim günü
(Br) banka tatil günü
günün birinde
tatil günü
maaş günü
ödeme günü
üç aylık bir dönemin ilk günü
r&d
ar-ge Noun, Competition Law
şahsen mahkeme huzuruna çıkma günü
dersin olduğu gün
(borsa) ödeme günü
she had.
she would.
yirmi dört saat
günün birinde
başkalarının çıkarlarına aldırmadan zor koşullar altında kendini kurtarma politikası Noun
(Fr) D sistemi
kararlaştırılan gün
kıyamet günü
geçen gün
birkaç gün önce
they had.
they would.
(film) üç boyutlu
ilan edilecektir
(kısaltılmış şekli).
hafta günü
haftada bir kurulan pazar
what did.
hava şartlarının elverişli olmasından ötürü çalışmaların yapılabileceği gün
inşaat işi ya da bir geminin limanda yüklenip boşaltılması gibi
=
who would.
Who'd have thought it!
gündeliğe gitmek Verb
gündelik ücretle çalışmak Verb
d'

do, did” fiillerinin kısaltılmışı:
How d'you (do you) like … D'you (= Did you) see what I saw?
iskonto edilmiş senet (senedin bir banka veya simsar tarafından itibari değerinin altında bir değerle satın alınması
d d
D-günü (belirli bir harekâtın başladığı veya başlayacağı isimsiz gün
(6 Haziran 1944) İkinci Dünya Savaşı'nda Normandiya çıkartması günü
d kuark Noun, Physics
üç yıllık ortalama sistemi (reasürans tretelerindeki kâr komisyonunda üç yıllık ortalama kârı esas alan sistem
İngilizce alfabenin 4'üncü harfi. Noun
D sesi:
dog, duck, dandy sözcüklerindeki gibi. Noun
baskı işlerinde D/d harfinin kalıbı. Noun
sırada dördüncü. Noun
Re. Noun, Music
d.
date.
d.
pence, penny.
d.
diameter.
d.
dose.
d.
daughter.
d.
degree.
d.
density. Physics
d.
dialect(al).
d.
died.
d.
dollar(s).
= delirium tremens.
= delirium tremens.
anlaştık, peki, mutabıkız, oldu, kabul. Adverb
diyet yiyecekler gibi
sol el için makaslar
tüketicilerin özel ihtiyaçları dikkate alınarak yapılan pazarlama çalışmaları Noun
çekiliş günü
düello. Noun
(reçetelerde) günde iki defa. Pharmaceuticals
(Fr) deneme balonu (halkın eğilimini öğrenmek amacıyla uygulanan deneme anketi
(Fr) yatırım bankaları Noun
bir şeyden haberdar edilmek Verb
bir şeyden haberdar edilmek Verb
oy hakkını (seçim hakkını) yitirmek Verb
bir yere saplanıp kalmak Verb
bir şeyle uğraşmak zorunda kalmamak Verb
çok özlemek Verb
chaise ile ayni anlama gelir. 14'üncü yy. Fransız altın parası.
elçinin yokluğunda elçiliğin işlerini yöneten kişi
maslahatgüzar
(Fr) elçi vekili
işgüder, maslahatgüzar, elçi/sefir vekili.
chargé ile ayni anlama gelir. Noun
maslahatgüzar
şaheser
(Fr) başyapıt
dolandırıcı
(Fr) serüvenci
ilk girişim/teşebbüs/deneme. Noun
hükümet darbesi. Noun
kısa bakış/nazar. Noun
uçak yolculuğunda havada geçen süre
bir süreç tarafından kullanılan toplam görünür zaman
geçen zaman
(Fr) büyük bir yapının ana cephesi
azınlıkta kalmak Verb
günden güne
çerez, meze, ordövr Noun
(tehdit/güvensizlik anlamı taşır) … da göreyim/görelim/bakalım.
I'd like to see him do better, even
if he does think he's so clever: Pek akıllı geçiniyor ama, daha iyisini yapsın da görelim (yapsın bakalım).
I'd like to know what he means by that! Ne demek istediğini açıklasın bakalım!
fıskiye, çeşme.
fıskiye, çeşme.
(a) nükte, zekâ oyunu, (b) derin zekâ ve akla dayanan edebî eser.
(Fr) sorgu hâkimi
yükleme günü
lui altını: 1640-1795 arasında Fransada geçerlikte olan altın sikke. Noun
maître d'hotel (1&2). Noun
metrdotel, başgarson. Noun
otelci, hancı, otel sahibi/müdürü. Noun
(aşçılıkta) tereyağ, limon suyu, sirke ve maydanozlu sos. Noun
otel yöneticisi
başgarson
metrdotel
duruşma olmayan gün

Fr. sanat eseri. Noun
bedesten
artık gün
sabit fikirli, dar kafalı, dar görüşlü. Adjective
destek, dayanma noktası. Noun
savunma hattı, direnme/tutunma noktası. Noun, Military
(Fr) devletin güvenliği ile ilişkili sebep
varlığın nedeni, var olma nedeni, hikmeti vücut. Noun
= received.
anmaya değer gün
tatil günü
tarih zikretmeksizin.
standartlaştırılmış satış sunuşu (işe yeni alınmış satış personelini eğitmek amacıyla deneyimli satış
elemanlarınca hazırlanmış , belirli bir yolu izl
eleştirisel başarı: halk tarafından tutulmayıp eleştirmenlerce övülen başarı.
günde üç defa.
tabldot öğle yemeği
birkaç kap yemek için belirlenmiş sabit fiyat Food-Kitchen
tabldot Food-Kitchen
tabldot.
vb'nin gözden geçirilmesi
(Fr) genel görünüm
bir günlük izin almak Verb
(Fr) faiz oranı
kısa ve kapsamlı özet. Noun
borsa günü
kayda alınmış radyo ya da televizyon programı
= various dates
(Fr) onur şarabı
bir konuğun geliş ya da gidişi nedeniyle onuruna düzenlenen tören
What did you say.
  1. ascender
hepatitis D virus Noun, Virology
fourth letter of the Turkish alphabet
statistical code number
statistical commission
statistical accounting
statistical department Noun
statistical expert
statistician
statistical data Noun
statistical abstract
statistical discrepancy
statistical return
d quark Noun, Physics
economic statistics

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Döteryum elementinin sembolü
  2. Latin asıllı ... beşinci harfi