1. Fiil (bir fikri, düşünceyi, sözü vb.) açıklamak, aydınlatmak, tavzih/tasrih etmek.
    When will the government
    clarify its position on equal pay for women?
  2. Fiil arıtmak, durul(t)mak, durulaş(tır)mak, berraklaş(tır)mak, tasfiye etmek/olmak.
    to clarify the butter.
  3. Fiil aydınlığa/açıklığa/vuzuha kavuş(tur)mak.
    He was certain that the political situation would eventually clarify.