1. Sıfat borçlu bulunulan, ödenmesi gereken, olan borç.
    to pay what is owing: olan borcunu ödemek.
  2. Sıfat borçlu, borcu olan.
borçlu olunan meblağ
paranın üstü
(borcu) henüz ödememiş bulunmak Fiil
borçlu bulunulan meblağ
para borcu bulunmak Fiil
borcu olmak Fiil
hala borçlu bulunulan büyük meblağlar İsim
hâlâ borçlu bulunulan büyük meblağlar İsim
bütün borçlarını ödemek Fiil
kira borcu
(bilanço) alacaklar
muhtelif borçlar
kira borcu
borç para
sebebiyle, dolayısıyla, -e binaen, … yüzünden.
I missed my flight owing to the traffic hold-up:
Trafik tıkanıklığı yüzünden uçağımı kaçırdım.
şartlar yüzünden
borçları yüzünden
borçlar yüzünden
talimat bulunmadığı için
(bilanço) bağlı şirketlere olan borçlar İsim
masraflar nedeniyle
-den dolayı, … olması nedeniyle.
hal ve durumları gereği
birinin dikkatsizliği yüzünden olmak Fiil
borçlu bulunan ve artmakta olan borçlar İsim
borçlu bulunulan ve artmakta olan borçlar İsim
hasarından dolayı değer kaybı
hasardan dolayı değer kaybı
bize borçlu olunan para
alacağımız
birine kendisine olan borç miktarı ile ilgili not göndermek Fiil