Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. direk, anadirek, sütun.
  2. dikme, peri bacası, doğal dikit.
  3. önder, dayanak, devleti/kurumu/toplumu vb. güçlendiren/ilerleten/ayakta tutan kişi, rükün.
    a pillar
    of society. Atatürk has been a pillar of the Turkish Nation all his life.
  4. direklerle/sütunlarla desteklemek, direk/sütun dikmek.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

pillars of faith
imanın esasları İsim, Din ve İnanç
six pillars of faith
imanın altı şartı İsim, Din ve İnanç
advertising pillar
afiş asılan direk
bus stop pillar
otobüs durağı direği
earth pillar
peri bacası. İsim
earth pillar
peribacası İsim, Coğrafya
Hercules' Pillar
Cebelitarık Boğazının iki kıyısındaki kayalıklar. İsim
pillar box
posta kutusu.
pillar of smoke
duman sütunu
pillar of smokes
duman sütunu
pillar of the liberal party
Liberal Parti'nin direği İsim
pillar post
baba
a pillar of society
nüfuzlu kimse
central pillar of ...
...'in temel direği İsim
central pillar of ...
...'in temel dayanağı İsim
from pillar to post
bir çıkmazdan öbürüne, (sonuç almadan) bir yerden ötekine, kapı kapı (dolaşma).
to be driven from
pillar to post: başını taştan taşa vurmak, çaresizlik içinde bunalmak, bir sonuç almadan kapı kapı dolaşmak/mekik dokumak.
run from pillar to post
kapı kapı dolaşmak Fiil
run from pillar to post
bir güçlükten diğer bir güçlüğe koşmak Fiil
run from pillar to post
mekik dokumak Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.