ayarlanabilir direksiyon simidi
Noun, Transport
(a) (gemi, otomobil) direksiyonda, dümende, (b) yönetiminde, kontrolunda.
saatin denge çarkı. pandül.
(a) düzengeç, nâzım çark, (b denge unsuru, ara bulucu.
denge çarkı kalemleri
Noun
kodaman, önemli/nüfuzlu/büyük mevki sahibi kimse.
yatay (eksenli) su çarkı.
Noun
perdah çarkı: parlatmada kullanılan deri veya kumaş kaplı çark/disk.
Noun
perdah çarkı: parlatmada kullanılan deri veya kumaş kaplı çark/disk.
Noun
tekerlek değiştirmek
Verb
tekerlek değiştirmek
Verb
complementary color (1 a).
(elektrikli yazı makinesinin) yuvarlak harf çarkı.
papatya çarklı yazıcı
Information Technology
dolu tekerlek, tepsi tekerlek.
(a) işletme dişlisi/çarkı, (b)
driver ile ayni anlama gelir. yürütücü tekerlek: lokomotifte muharrik
kuvvetin uygulandığı tekerlek, (c)
oto. direksiyon.
beşinci tekerlek: arabanın ön dingiline tespit edilmiş ve kolayca yana dönmeyi sağlayan yatay madenî halka.
Noun
yedek tekerlek: 4 tekerlekli taşıtın yedek tekerleği.
Noun
gereksiz/fuzuli kimse/şey.
Noun
yedek tekerlek, yedekte bulunan kimse/ şey.
dört tekerlekli işletici düzeni
önden çekişli
Adjective, Transport
bileme çarkı, bileyici çarkı.
Ağlamayan çocuğa meme vermezler.
Ağlamayan çocuğa meme vermezler.
değirmen çarkı, su çarkı/türbini.
Noun
paddle ile ayni anlama gelir. geminin yan çarkı.
hamur kesici
Noun, Food-Kitchen
takat yardımlı direksiyon
(Tibet Budistlerinde) dua silindiri: dua yazılı kâğıtların sarıldığı döner silindir.
yazdırma çarkı
Information Technology
araba lastiği izleri
Noun
bir kimsenin çanına ot tıkamak, işini kösteklemek.
bir kimsenin çanına ot tıkmak
Verb
birinin tekerleğine çomak sokmak
Verb
büyük gayret sarfetmek, (işe) dört elle sarılmak.
çalışmaya koyulmak, birisine yardıma koşmak
ratchet ile ayni anlama gelir. mandallı dişli çark.
dünyayı yeniden keşfetmek
Verb
tekerleği yeniden icat etmek
Verb, Idioms
tekerleği yeniden icat etme
Noun, Idioms
yedek tekerlek
Noun, Transport
wheel ile ayni anlama gelir. direksiyon. take the wheel: direksiyona geçmek, idareyi eline almak.
(uzun bir otomobil yolculuğunda) ikide bir direksiyona geçmek
Verb
lastik tekerlek
Noun, Transport
bir tekerleği ortalamak
Verb
su çarkı, su türbini.
Noun
çark, dolap.
crown wheel: ayna dişli.
Noun
steering wheel ile ayni anlama gelir. direksiyon.
take the wheel: direksiyona geçmek, idareyi eline almak.
Noun
dümen (dolabı).
He took the wheel during the storm.
Noun, Maritime Traffic
(eskiden kullanılan) işkence çarkı.
Noun
tekerlek biçiminde nesne.
a wheel of cheese.
Noun
(a)
wheels: (yönetici/ sevk ve idare edici) mekanizma.
The wheels of government: hükümet
mekanizması.
The wheels of the social progress turn slowly: Toplumsal ilerleme yavaş olur.
be at the wheels: yönetmek, idare etmek. (b)
argo otomobil, tekerlekli araç.
Are these your new wheels man?
Noun
dönme, dönüş, deveran.
The intricate wheels of the folk dances.
Noun
(askerlikte) çark (etme).
left/right wheel! sola/sağa çark!
Noun
pervane, kanatlı dolap, yan çarkı.
Noun, Maritime Traffic
kodaman, nüfuzlu kimse.
Noun
tekerlekler üzerinde yürütmek/ taşımak/ götürmek. The servants wheel out the tables.
Verb
tekerlek/çark takmak.
Verb
çark/çember/ tekerlek gibi çevir(il)mek/ yuvarla(n)mak, yuvarlanıp gitmek.
Verb
el arabası ile götürmek.
Verb
daireler çizmek.
Pigeons wheeling above.
Verb
dönmek, dönüş yapmak.
Right wheel! Sağa dön!
Verb, Military
dönmek, yüzünü döndürmek/çevirmek.
He wheeled about and faced his opponent squarely. 9.(tekerlekli
taşıt) hızla/kayıp gitmek.
The car wheeled along the highway.
rot ayarı
Noun, Transport
rot-balans ayarı
Noun, Transport
dingil ve tekerlek: üzerlerine halatlar sarılı aynı eksenli silindir ve makaradan ibaret basit makine.
Birinin halatı çözülürken öbürününki sarılır.
Noun
(ticarette, politikada vb.) nüfuz ve servetini kullanarak işlerini yürütmek.
dönmek, yüzünü döndürmek/çevirmek.
He wheeled about and faced his opponent squarely. 9.(tekerlekli
taşıt) hızla/kayıp gitmek.
The car wheeled along the highway.
balans ayarı
Noun, Transport
kancalı böcek
(Arilus cristatus):. kanca biçimindeki hortumunu yumuşak böceklere batırarak onlarla
beslenen bir böcek (Güney ABD).
Noun
tekerlek orta düzlemi
Noun, Transport
tekerlekli sakat iskemlesi
(a) ardarda koşulmuş atlardan tekerleğe yakın olan, (b) en ağır işi yapan ve kolay kolay yorulmayan adam.
wheeler ile ayni anlama gelir. çok atlı arabada tekerleğe en yakın olan at.
tekerlek göbeği
Noun, Transport
(eski tip) tüfek çakmağı.
Noun
Feleğin çarkı, çarkı felek.
Noun
(oyun, kumar vb.) fırıldak, rulet.
Noun
tekerlek yanağı
Noun, Transport
tekerlek dönme ekseni
Noun, Transport
tekerlek genişliği
Noun, Transport
telli çark, yuvarlak tel fırça.