ömür

Turkish-English Translation

  1. Noun, Biology longevity (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  2. life
  3. world
  4. existence
  5. lifetime
  6. life-span
  7. probable life
  8. time of life
  9. span of life
  10. term of life
  11. total life
  12. sb who is amusingly odd
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(makine) teknik kullanım ömrü
physical life
aktifin yararlı ömrü
useful asset life
aktifin yararlı ömrü
useful adr life
amortismana tabi varlık ömrü
depreciable asset life
bir insanın doğal ömrü
natural life
çalışma ömrü
working life
kullanım ömrü
useful life Noun
makinenin ömrü
engine life
patentin ömrü
patent's life
pil ömrü
battery life
satış ömrü
sales life
âhır ömür
decline of life
başka ömür
incarnation
beklenen ortalama ömür
average expectation of life
beklenmek en ortalama ömür
average expectation of life
bütün ömür
total life
çalışmayla geçen ömür
busy life
ekonomik ömür
useful life Noun, Transport
ekonomik ömür
economic life
geri kalan ömür
life in being
geri kalan ömür
remaining life
geri kalan tahmini ömür
expectancy of life Insurance
geri kalan tahmini ömür
expectation of life
geri kalan tahmini ömür
expected life
kısalan ömür
curtailed expectation of life
ortalama ömür
(ins) average duration of life
ortalama ömür
life expectancy
ortalama ömür
average duration of life Insurance
ortalama ömür
average span of life
ortalama ömür
average life
ortalama ömür
mean life
ortalamanın aşağısındaki ömür
bad life Insurance
tahmini ömür
probability of life
tahmini ömür
probable life
tahmini ömür
probable duration of life
tahmini ömür
estimated life
ömür boyu
for life Noun
ömür boyu
permanent Noun
ömür boyu
perpetual Noun
ömür boyu
forever Noun
ömür boyu
lifetime Noun
ömür boyu
lifelong Noun
ömür boyu ağır hapis cezası
penal servitude for life
ömür boyu asker veya subay olan kimse
lifer
ömür boyu atamak
to application for life Verb
ömür boyu atamak
to appoint for life Verb
ömür boyu atanma
term for life
ömür boyu bir evde yaşamak
to remain in a house during lifetime Verb
ömür boyu bir kez ele geçecek fırsat
chance of a lifetime
ömür boyu çalışılan meslek
lifetime career
ömür boyu devlet memuru
established officer
ömür boyu eğitim
lifelong education Noun, Education-Training
ömür boyu emekli aylığı
life pension
ömür boyu emeklilik
pension for life
ömür boyu gelir
income for life
ömür boyu gelir
annuity in perpetuity
ömür boyu gelir
life income
ömür boyu görevde kalmak üzere atanmış
appointed for life
ömür boyu görevde kalmak üzere atanmış
application for life
ömür boyu hapis
life imprisonment
ömür boyu hapis cezası
penal servitude for life
ömür boyu hapse mahkûm kimse
lifer
ömür boyu intifa hakkı
life interest
ömür boyu intifa hakkı
particular estate
ömür boyu intifa hakkı
estate per life
ömür boyu intifa hakkı
life estate
ömür boyu intifa hakkı sahibi
lifeholder
ömür boyu intifa hakkı vermek
to vest in the tenant of life Verb
ömür boyu irat
liferent
ömür boyu irat akdi
annuity agreement
ömür boyu irat mukavelesi
contract of annuity
ömür boyu irat sözleşmesi
annuity contract
ömür boyu iş garantisi
life-time employment guarantee
ömür boyu kayyumluk
living trust
ömür boyu kiracı
tenant for life
ömür boyu lehdar
life beneficiary
ömür boyu maaş
perpetuity Noun
ömür boyu memuriyet
life tenure
ömür boyu muafiyet
lifetime exemption
ömür boyu mülkiyet hakkı
freehold for life
ömür boyu öğrenme
lifelong learning (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
Ömür Boyu Öğrenmeye Yönelik Avrupa Nitelik Belirleme Çerçevesi
European Qualification Framework for Lifelong Learning Noun, Education-Training
Ömür Boyu Öğrenmeye Yönelik Avrupa Nitelik Belirleme Çerçevesi
EQF (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
ömür boyu sakat kalmaya mahkûm kişi
permenant invalid
ömür boyu sakat kalmaya mahkûm kişi
permanent invalid
ömür boyu sakatlık
permanent injury
ömür boyu sürecek aidat
life subscription
ömür boyu sürecek sözleşme
life contract
ömür boyu süren sözleşme
life contract
ömür boyu tayin edilmiş yönetim kurulu başkanı
life director
ömür boyu üye
life member
ömür boyunca
during his natural life
ömür boyunca
man and boy
ömür boyunca gelir
perpetual annuity
ömür boyunca gelir
life annuity
ömür boyunca gelir
deferred annuity
ömür boyunca geliri olan kişi
life annuitant
ömür dakikaları
sands Noun
ömür geçirmek
to live Verb
ömür mrü boyu
lifelong
ömür mrü boyu asker veya subay olan kişi
(US) lifer
ömür mrü boyu çalışılan meslek
lifetime career
ömür mrü boyu çalışma sonucu meydana gelen yapıt
lifework
ömür mrü boyu gelir
life income
ömür mrü boyu hapis
life imprisonment
ömür mrü boyu hapse mahkûm kişi
lifer
ömür mrü boyu intifa hakkı
lifehold
ömür mrü boyu intifa hakkı sahibi
lifeholder
ömür mrü boyu kayyumluk
(US) living trust
ömür mrü boyu kullanma hakkı
lifehold
ömür mrü boyu sürecek sözleşme
life contract
ömür mrü boyunca gelir
life annuity
ömür mrü boyunca irat
life annuity
ömür mrü tükenmiş
life-expired
ömür mrüü boyunca
during his natural life
ömür mrüün en verimli çağı
prime of life
ömür sürmek
to live Verb
ömür törpüsü adam
trying person to deal with
ömür uzunluğu
length of life
ömür uzunluğu
longevity Noun
ağırlaştırılmış ömür boyu hapis
aggravated life imprisonment Noun, Criminal Law
beklenen ömür cetvelleri
expectation- of-life tables Noun
beklenmek en ömür cetvelleri
expectation of life-tables Noun
bir evi ömür boyunca kiralamak
to hold a life tenancy of a house Verb
bir evi ömür mrü boyunca kiralamak
to hold a life tenancy of a house Verb
bir hükümetin ömür mrüü
life of a government
bir idamın ömür boyu hapse çevrilmesi
respite a murderer
bir mevkide ömür boyu kalmak
to hold an office for life Verb
bir mevkide ömür mrü boyu kalmak
to hold an office for life Verb
bir ömür mrüün ürünü
product life span
bir ömür süren çalışma sonucu meydana getirilen yapıt
lifework
idam cezasının ömür boyu hapse çevrilmesi
lifeboat
idam cezasının ömür mrü boyu hapse çevrilmesi
lifeboat
iki başlı ömür boyunca gelir
joint annuity
kalan ömür süresi
prospects of life
kullanılabilme ömür mrüü
expected life
normal ömür boyu sigorta
ordinary long-term insurance
ortalama ömür uzunluğu
life expectancy
servetini ömür boyu gelire yatırmak
to invest one's fortune in life annuities Verb
üzerinde ömür boyunca çalışılan bir şeyi tamamlama
consummation of a life's work
omur
spine Noun, Anatomy
omur
vertebra Noun, Anatomy
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yaşama veya ... müddet, hayat
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

omur
Omurgayı meydana ... biri, fıkra