Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
blubber
Cozy
English-Turkish
English-Turkish Translation
Zoology
balina yağı.
(bağırarak/yüksek sesle/hüngür hüngür) ağlama(k), ağlayış.
Don't blubber, tell me what is wrong.
(ağlarken/hıçkırıklar arasında) söylemek.
She seemed to be blubbering something about a lost ring
:
Hıçkırarak galiba bir yüzüğün kaybolduğunu söylemek istiyordu.
(ağlamaktan gözleri ve suratı) şişmek, allak bullak olmak.
All that crying had really blubbered her
face: Bütün bu ağlamalardan yüzü gözü şişmişti.
(ağlamaktan gözkapakları) şişmiş.
She dried her blubber eyes.
kalın, etli, yağlı, şişkin, şişman.
thick, blubber lips.
blubber faced
: ablak suratlı.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.