boşluk

Turkish-English Translation

  1. Information Technology space
  2. unemployment
  3. pocket
  4. gap
  5. chamber
  6. interval
  7. margin
  8. separation
  9. Information Technology blank
  10. clearance
  11. socket
  12. vacancy
  13. trough
  14. Noun cavity
  15. float
  16. Noun vanity
  17. expanse
  18. backlash
  19. emptiness
  20. spacing
  21. idleness
  22. chasm
  23. shack
  24. hole
  25. discontinuity
  26. gape
  27. hollow
  28. hiatus
  29. nothingness
  30. inane
  31. sinus
  32. Noun nullity
  33. mile
  34. room
  35. void
  36. interstice
  37. looseness
  38. hollowness
  39. Noun inanity
  40. blankness
  41. vacuum
  42. weightlessness
  43. vacuity
  44. lacuna
  45. clearance volume
  46. Noun window
  47. cavitation
  48. interspace
  49. voidance
  50. windage
  51. dead space
  52. casus omissus
  53. incavation
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

göğüs boşluğu
chest cavity Noun, Anatomy
güç boşluğu
power vacuum Noun, Sociology
iktidar boşluğu
power vacuum Noun, Sociology
otorite boşluğu
vacuum of authority Noun, Politics-Intl. Relations
periton boşluğu
peritoneal cavity Noun, Anatomy
beden ya da organda boşluk
ventricle
bir savdaki boşluk
gap in an argument
bir savunmadaki boşluk
gap in the defence
bölünemez boşluk
non-breaking space Information Technology
bölünemez boşluk
nonbreak space Information Technology
hukuki boşluk
legal loophole Law
hukuki boşluk
loophole Law
iki sütun arasındaki boşluk
intercolumnation
istenen boşluk
hard space Information Technology
kanunda boşluk
gap in the law
kelimeler arası boşluk
interword gap
mali boşluk
financial gap
merdiven için bırakılan boşluk
wellhole
peritoneal boşluk
peritoneal cavity Noun, Anatomy
rahat boşluk
free play
sayfa altındaki boşluk
tail
serbest boşluk
free play
siyasi boşluk
political vacuum Noun, Politics-Intl. Relations
teknik boşluk
technological gap
teknolojik boşluk
technological gap
yasadaki boşluk
legal loophole Law
yasadaki boşluk
loophole Law
yasal boşluk
legal loophole Law
yasal boşluk
loophole Law
yasal boşluk
legal gap Noun, Law
yıldızlar ve gezegenler arasındaki boşluk
outer space
boşluk doldurmak
to close a gap Verb
boşluk karakteri
blank character Information Technology
boşluk karakteri
space character Information Technology
boşluk ölçümü
vacuum gauge
boşluk payı
headroom
boşluk payı
free play
boşluk suyu basıncı
pore pressure, pore water pressure Noun, Construction
boşluk yaratmak
to cause a vacancy Verb
(gazete) boşluk doldurmak için kullanılan yazı
filler
(uçakta) boşluk toleransı
clearance limit
birinin hayatında büyük boşluk bırakmak
to leave a big blank in sb's life Verb
dikey aralama (matbaacılıkta , satırlar arası boşluk bırakma
vertical spacing
içinde boşluk duymak
to feel an emptiness Verb
metin satırları arasında boşluk bırakılmamış daktilo yazısı
single space
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yer küresi üzerinde kara ve denizler ... mekânın herhangi bir parçası
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.