bugday

Turkish-English Phrases

(mısır , buğday , vb) biçmek
to cut Verb
buğday
commodity exchange
buğday
corn
buğday
wheat Noun, Plant Species
buğday bölgesi
wheat zone
buğday borsası
wheat pit
buğday borsası
wheat pitch
buğday çimi suyu
wheatgrass juice Noun, Food-Kitchen
buğday fidanı
wheat
buğday hasatı
wheat harvest
buğday karteli
wheat combine
buğday kıtlığı
wheat shortage
buğday mıntıkası
wheat zone Noun
buğday nişastası
wheat starch Noun
buğday örneği
sample wheat
buğday rengi
wheat Adjective
buğday sevkiyatı
wheat shipment
buğday sevkıyatı
wheat shipment
buğday tarlası
cornfield
buğday tohumu
seed wheat
buğday unu
wheat flour
buğday ürünü
wheat harvest
buğday ürünü
wheat crop
buğday yetiştiren mıntıka
wheat belt
buğday yetiştirilen bölge
wheat zone
buğday yetiştirilen mıntıka
wheat belt
buğday yetiştirme
wheat growing
dökme buğday
bulk wheat
gemiye yükletilen buğday
general cargo
iyi buğday rekoltesi
good yield of wheat
kara buğday
buckwheat Plant Species
Turkish-English phrases from Zargan's own database

buğday
Tâneleri un ve ekmek yapımında kullanılan ... gıdâsını teşkil eden bitki