Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
conjunction
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun
birleşme, karışma, bir araya gelme.
The conjunction of the two opposing parties quickly resolvedthe
issue. A pleasing conjunction of ability and beauty.
Noun
birlik, beraberlik.
Noun
raslantı, olay ve koşulların bir araya gelmesi.
Noun, Grammar
bağlaç, atıf edatı:
and, because, but, however
gibi. (bkz:
coordinating conjunction
),
(bkz:
subordinating conjunction
)
Noun, Astronomy
kavuşum, kavuşma konumu: iki ya da daha fazla gök cisminin aynı boylam üzerinde bulunması hali.
This
month Mars is in conjunction with Venus.
Noun, Logic
(a) bitişik öneri: yalnız ve ancak her iki bileşeni doğru olduğu takdirde doğru olan öneri, (b) bağlama
simgesi: genellikle
AND
diye okunan simge.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
coordinating conjunction
eşyapısal bağlaç.
“Jo and Jill”
deki
“and”
bağlacı gibi.
Noun
subordinate conjunction
yanbağlaç, yantümceyi ana tümceye bağlayan bağlaç. “
They were glad when I finished.”
tümcesindeki
“
when
” yanbağlaçtır.
subordinating conjunction
yanbağlaç, yantümceyi ana tümceye bağlayan bağlaç. “
They were glad when I finished.”
tümcesindeki
“
when
” yanbağlaçtır.
conjunction of circumstances
olayların bir araya gelmesi
conjunction ticket
aynı anda kesilen iki ya da daha çok sayıda bilet
act in conjunction with sb
biriyle birlikte hareket etmek
Verb
in conjunction with
birlikte, beraberce, bir arada, işbirliğiyle, müştereken.
The army is acting in conjunction with the
police to hunt and find terrorists.
usual conjunction of events
olayların garip bir biçimde aynı anda yer alması
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.