corresponding

English-Turkish Translation

  1. Adjective tıpatıp, aynı, benzer.
    corresponding fingerprints.
  2. Adjective karşılıklı, mütekabil, uyan, uygun/karşı gelen.
    corresponding officials in two states. a bolt and its corresponding nut.
  3. Adjective haberleşme işleriyle görevli.
    a corresponding secretary.
  4. Adjective mektuplaşan, mektup teati eden.
  5. Adjective haberleşme yolu ile bağlılığını sürdüren, fahrî.
    a corresponding member of the club: kulübün fahrî üyesi.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

corresponding company
muhabir şirket
corresponding entry
tekabül eden kayıt
corresponding entry
(büyük defterde) mütekabil kayıt
corresponding factor
tekabül eden unsur
corresponding member
yazışmayı yürüten üye
corresponding member a society
bir şirketin muhabir üyesi
corresponding period
tekabül eden dönem
corresponding secretary
yazışmayı yürüten sekreter
(ledger) corresponding entry
mütekabil kayıt ydı
links with corresponding banks
muhabir bankalar arası bağlantı
English-Turkish phrases from Zargan's own database