emekli

Turkish-English Translation

  1. pensioner
  2. retired
  3. supperannuated
  4. pensioned
  5. pensionary
  6. (official) retired
  7. golden ager
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

erken emeklilik
early retirement Noun, Law
ordudan emekli
army pensioner
yaşlılık nedeniyle işinden ayrılan emekli
old-age pensioner
yaşlılıktan işinden ayrılan emekli
old-age pensioner
emekli aylığı
pension
emekli aylığı
retirement pay
emekli aylığı
retirement pension
emekli aylığı alabilme
eligible for a pension
emekli aylığı alan kimse
pensionary
emekli aylığı alan kimse
pensioner
emekli aylığı alan şahıs
recipient of a pension
emekli aylığı almak
to receive a pension Verb
emekli aylığı almaya başlamak
to begin receiving a pension Verb
emekli aylığı almaya başlamak
to begin receiving pension Verb
emekli aylığı bağlanmak
to be awarded a pension Verb
emekli aylığı çeki
pension cheque
emekli aylığı çeki sahibi
pension policy holder
emekli aylığı geliri
pension income
emekli aylığı harcamaları
expenditure on retirement pensions Noun
emekli aylığı hesabı
pension account
emekli aylığı ile geçinmek
to live on a pension Verb
emekli aylığı ödeme
pension payment
emekli aylığı portföyü
pension portfolio
emekli aylığı saptamak
to settle a pension Verb
emekli aylığı sistemi
pensions system
emekli aylığı tespit etmek
to rate a pension Verb
emekli aylığı yedek akçesi
pension reserve fund
emekli aylığı zammı
pension increment
emekli aylığı zammı
pension increase
emekli aylığına ek kazanç sağlamak
to supplement one's pension Verb
emekli aylığına hak kazanmış
pensionable
emekli aylığını artırmak
to put up the rate of a pension Verb
emekli aylığını enflasyona göre ayarlamak
to have one's pension inflation-proofed Verb
emekli aylığını yükselen fiyatlara göre sonradan ayarlamak
to revalue a pension post-retirement in line with prices Verb
emekli aylığıyla emekliye ayrılmak
to retire on a pension Verb
emekli aylığıyla emekliye ayrılmak
to retire on pension Verb
emekli aylıkları
pension rates Noun
emekli aylıkları karşılığı
provisions for pensions
emekli aylıkları yedek akçesi
pension reserve
emekli devlet memuru
old civil servant
emekli etme
retirement Noun
emekli fonu
retiring fund
emekli fonu
pension fund
emekli geliri
income received from pensions
emekli hayatı yaşamak
to live in pension Verb
emekli huzurevi
eventide home
emekli ikramiyesi
post-retirement gratuity Noun, Employment
emekli kredisi
retired loan
emekli listesi
retired list
emekli maaş artışı
pension increment
emekli maaşı
old-age pension Noun, Employment
emekli maaşı
retirement benefit Noun, Employment
emekli maaşı
retirement pension Noun, Employment
emekli maaşı
pension Noun, Employment
emekli maaşı almak
to draw pension Verb
emekli maaşı almak
to draw a pension Verb
emekli maaşı almaya yetkili olmak
to be entitled to draw a pension Verb
emekli maaşı almayı hak etmiş
entitled to a pension
emekli maaşı artışı
pension increment
emekli maaşı artışları
pension improvements Noun
emekli maaşı bağlanması
pension settlement
emekli maaşı vermek
to grant a pension Verb
emekli maaşından mahrum olma
deprivation of a pension
emekli maaşının devri
assignment of retired pay
emekli memur
retired civil servant
emekli olmak
to leave Verb
emekli olmak
to retire (on a pension Verb
emekli olmak
to call it a day Verb
emekli sandığı
retirement fund
emekli sandığı
pension fund Noun, Employment
Emekli Sandığı Kanunu
Law on the Pension Fund Proper Name, Law
emekli sandığı müdürü
pension- fund manager
emekli sandığı primi
superannuation contribution
emekli sandığı tahsisatı
allocation to pension fund
emekli sandığına yılda 100 dolar kesmek
to levy $ 100 a year for the pension fund Verb
emekli sandıkları
institutional investor Noun
emekli subay
retired officer
emekliye ayrılıp emekli maaşı almak
to superannuate Verb
(denizcilik) emekli olmak
to swallow the anchor Verb
bağ-kur emekli aylığı
occupational pension
banka emekli aylıkları
in-bank pensions Noun
bir emekli aylığı saptamak
to rate a pension Verb
bir emekli fonunun aktifleri
pension portfolio Noun
bir emekli maaşı alan
holder of a pension
bir şirketten emekli olmak
to retire from a firm Verb
birine emekli maaşı bağlamak
to grant a pension to sb Verb
birinin emekli aylığını kesmek
to stop sb's pension Verb
birinin emekli aylığını kesmek
to suppress sb's pension Verb
devlet emekli maaşı
public pension
devlet memurluğundan emekli olmak
to be pensioned on the government Verb
endekslenmiş emekli maaşı
indexed pension
endekslenmiş emekli maaşı
indexed-pension
götürü emekli aylığı
lump-sum pension
hava kuvvetlerinden emekli kişi
air force veteran Noun, Military
işçi emekli aylığı
employee pension
kamu hizmeti emekli aylığı
public-service pension
maaşının üçte ikisi oranında emekli aylığı almak
to have a pension on two-thirds of one's salary Verb
maaşının üçte ikisi oranında emekli aylığı almak
to have a pension on two-thirds salary Verb
memuriyet unvanını koruyan emekli profesör
emeritus
müktesep emekli aylığı planı
vested pension plan
normal emekli aylığı
normal pension
ödenmemiş emekli maaşı
arrears of annuity
ömür boyu emekli aylığı
life pension
özel kâr getiren şahsa mahsus emekli aylığı poliçesi
personal pension with profits policy
sadece emekli aylığı ile geçinmeye çalışmak
to struggle along on a pension Verb
sağ kalanın da emekli aylığı almaya devam edeceği ortak yıllık emeklilik planı
joint annuity survivor pension plan
şirketten emekli olmak
to retire from the firm Verb
tam maaşla emekli olma
retirement on full pension
uzun askeri hizmet karşılığı emekli maaşı bağlanmasını istemek
to claim a pension in virtue of one's long military service Verb
uzun askerlik hizmeti nedeniyle emekli maaşı talep etmek
to claim a pension by virtue of one's long military service Verb
vergi kesilmeyen emekli aylığı
nontaxable pension
yaşlılık emekli aylığı fonu
old age pension fund
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği
Turkish Retired Non-Commissioned Officers Association Proper Name, Organizations
Türkiye Emekli Subaylar Derneği
Turkish Retired Officers Association Proper Name, Organizations
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Belli bir süre hizmetten sonra işiyle ... olan , mütekāit, tekāüt
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.