firing

  1. Noun ateşleme, ateş yakma, ateşe verme, dağlama, ateş etme, silah atma.
  2. Noun yakıt, yakacak (madde).
  3. Noun (çini ve çömlekleri) fırınlama, pişirme.
  4. Noun (bitki: çorak toprakta) kavrulma.
(borsada) karşılıklı hatır bonoları keşide etme
muharebe ders atışı
ateş açmak Verb
atış kabiliyeti
ateşleme tertibatı
(a) ateş hattı, (b) ateş hattında savaşan birlikler, (c) ön cephe.
ateşleme sırası Noun, Transport
ateş müfrezesi
ateşleme iğnesi: ateşli silahlarda füzeye çarpıp mermiyi ateşleyen iğne.
ateş mevzii
atış gücü Noun, Military
(a) ateş menzili, menzil, ateşli silahın mermiyi atabildiği en büyük uzaklık, (b) ateş sahası, ateşli
silahlarla atış talimi yapılan yer.
death squad ile ayni anlama gelir. ateş müfrezesi: idan mahkûmunu kurşuna dizen manga.
ateş müfrezesi/mangası: (a) idam mahkûmunu kurşuna dizen, veya, (b) ölünün mezarı başında saygı gösterisi
olarak havaya ateş eden askerî müfreze.
atış testi Noun, Military
yakma
hücuma maruz kalmak, muaheze edilmek, sorumlu tutulmak.
silahı ateşe hazır duruma getirmek Verb
tahrip ateşleme postası Noun
ilk ateş noktası Noun
ilk ateş mevzii