heir

  1. Noun, Law mirasçı
  2. kalıtçı, vâris, mirasçı.
    heir to the throne: veliaht.
    The king's eldest son is the heir to
    the throne.
    direct heir: çocuklar, torunlar, füru.
  3. vâris olmak, mirasa konmak.
(US) birini mirasçısı olarak belirlemek Verb
(US) birini mirasçı atamak Verb
malını mülkünü mirasçılar arasında paylaştırmak Verb
murisin füruları Noun
mirasçılık Noun
birini vâris tayin etmek Verb
birini mirasçı yapmak Verb
birini vâris tayin etmek Verb
(Br) murisinden önce ölmediği sürece mirasçı olduğu kesin kişi
meşru mirasçı
mirasçı tayin etmek Verb
atanan vâris
mirasçı tayini
birinin vârisi olmak Verb
mirasçılık
resmi defter tutulması isteminde bulunarak mirası kabul eden vâris
resmi defter tutulmasını isteyerek mirasını kabul eden vâris
resmi defter tutulması talebinde bulunarak mirası kabul eden vâris
murisin füruu
vâris olduğunu söylemek Verb
mirasçı olduğunu iddia etmek Verb
tali mirasçı
civar hısım vârisi
anlaşmalı varis
akitten doğan vâris
itibari mirasçı
(US) anlaşmalı vâris
kendine mirasçı tayin etmek Verb
vâris olduğunu söylemek Verb
mirasçı tayin etmek Verb
bir mirasçı tayin etmek Verb
murise intikal etmek Verb
bir mirasçıyı mirastan mahrum etmek Verb
miras hakkını bekleyen mirasçı
ortak mirasçı
kadın mirasçı
ön mirasçı
ilk mirasçı
mahfuz hisseli mirasçı
genel mirasçı
umumi varis
birinci derecede füru
birinci derecede mirasçı
(US) birini mirasçı tayin etmek Verb
(US) bir mirasçının tayini
mirasçıya intikal etmek Verb
veraset senetli mirasçı
birlikte bölüşen
müşterek varis
(US) ortak mirasçı
(Br) son mirasçı (çoğunluk devlet
sonuncu mirasçı
(Br) sonuncu mirasçı
son mirasçı
haklı mirasçı
meşru evlatlar
kanuni mirasçı
yasal mirasçı
kanuni mirasçı
yasal mirasçı
mirasçı sorumluluğu
aynı kandan mirasçı
usul ve füru mirasçısı
usul ve füruğ mirasçısı
erkek mirasçı
tabii mirasçı
doğum hakkı gereği mirasçı
murisin füruu
mirasçı olarak sahip olmak Verb
mirasçılara geçmek Verb
her bir mirasçıya düşen kısım
her bir mirasçıya düşen pay
baş mirasçı
birini kanuni mirasçı olarak tanımak Verb
birini kanuni mirasçısı olarak tanımak Verb
bir mirasçının vasiyeti tenfiz memurluğundan vazgeçmek Verb
alelade ikame
alelade ikame
art mirasçı
hak sahibi mirasçı
kanuni mirasçı
(İskoçya) bir mirasçıyı tanımak Verb
tek mirasçı
yegâne mirasçı
tevliyet
meşruta mirasçı
(US) kanuni mirasçı
yasal mirasçı
kanuni mirasçı
bir mirasçının yerine başka bir mirasçı tayin etmek Verb
alelade ikame vâris
alelade ikame
sahte mirasçı
(US) mirasçı tayini
vasiyetnamedeki mirasçı
vasiyetname ile tayin olunan mirasçı
vasiyetname deki mirasçı
(US) vasiyetname ile tayin olunan mirasçı
kanuni mirasçı
defter tutma zorunluğu olmayan mirasçı
terekenin aktif ve pasifi ile intikal ettiği mirasçı
gelecekteki mirasçı
meşru mirasçılık, mutlak vârislik.
meşru mirasçı. Noun
mutlak vâris: bir mevkie geçmesi kesin görülen kimse. Noun
kanunî vâris/ mirasçı. Noun
evlat edinme yoluyla mirasçı
evlat edinilme yoluyla mirasçı
(Br) yerel adetlere uygun miras
(US) vasiyetname ile bırakılan miras
(üçüncü kuşak) civar hısımı vâris
(US) kanuni miras
mirasta hak talep eden
ön mirasçı
birinci kuşak mirasçı
vasiyetname ile bırakılan miras
murisle olan kan hısımlığı nedeniyle mirasçılar
halihazır vâris: veliaht olmadığı için tahta vâris olan (lâkin veliaht doğduğu takdirde bu imtiyazı kaybeden)
en yakın akraba.
presumptive heir ile ayni anlama gelir.
Noun
menkul eşya mirasçısı
kanuni mirasçı
miras belgesi
(US) miras belgesi
civar hısımı vâris
büyük servete konmak Verb
bir gayrimenkule vâris olmak Verb
bir gayri menkule vâris olmak Verb
bir terekenin mirasçısı olmak Verb
birinin emlakini tevarüs etmek Verb
varis olmak.
bir emlaki tevarüs etmek Verb
mirasa konmak Verb
birini mülkünün mirasçısı yapmak Verb
birini bir mirasa vâris yapmak Verb
mansup mirasçı