observer

English-Turkish Translation

  1. Noun müşahit
  2. Noun gözlemci, müşahit.
  3. Noun gözet(leyi)ci, rasıt, tarassut eden.
  4. Noun
    air observer ile ayni anlama gelir. rasıt, gözetçi: düşmanın yerini/durumunu gözetlemek ve top
    atışını düzenlemek için pilotun yanında uçan görevli.
  5. Noun (komisyonda/kurulda) müşahit: oya katılmayıp sırf müzakereleri izleyen ve rapor veren üye.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

acute observer
keskin gözlemci
air observer
hava gözlemcisi.
air observer
observer ile ayni anlama gelir. rasıt, gözetçi: düşmanın yerini/durumunu gözetlemek ve top atışını
düzenlemek için pilotun yanında uçan görevli.
close observer
keskin gözlemci
diplomatic observer
diplomatik gözlemci
election observer
seçim gözlemcisi Noun, Politics-Intl. Relations
industry observer
sanayi bölgesi gözlemcisi
political observer
politik gözlemci
rude observer
üstünkörü gözlemci
stock market observer
borsa uzmanı
observer of the United Nations
Birleşmiş Milletler gözlemcisi Noun, Organizations
observer status
gözlemci sıfatı
government observer at public meetings
komiser
keen observer of contemporary affairs
günlük olayları iyi gözlemlemek Verb
strict observer of etiquette
görgü kurallarını yakından izleyen
English-Turkish phrases from Zargan's own database