receiving

  1. alma
  2. alış
  3. ahiz
veznedarlık yapmak Verb
rüşvet alma
reseptör
kabul edici banka
alıcı ortam Noun
tahsilat veznedarı
(US) tesellüm alma memuru
mektup kabul gişesi
alıcı ortam
mektup ve koli alma yeri
alıcı ülke
irsaliye
mal tesellümü
posta kabul dairesi
paket teslim yeri
bir şirketi bir kayyumun ellerine teslim eden mahkeme emri
haciz emri
(Br) iflas muamelelerini açma kararı
(Br) temlik edilmemek şartı
aleni tutuklama
ihtiyata haciz emri
ihtiyati haciz emri
alıcı taraf
tesellüm mahalli
mal girdi bildirisi
tesellüm makbuzu
kabul odası Noun
alıcı cihaz
mal tesellüm belgesi
eğitim gemisi
depo giriş makbuzu
alan devlet
kabul eden devlet Noun, International Law
(telgraf) alan istasyon
alıcı istasyon
tesellüm
çalıntı malları saklama
veznedar
para alan veznedar
mal giriş belgesi
geliş istasyonu
tahsilat veznedarı
bir şeye karşı elinden bir şey gelmemek Verb
işsizlik yardımı almaya ehil olmamak Verb
(a) (hediye, vb.) almak, alıcısı olmak, (iyiliğe vb.) uğramak/nail olmak; (b) hedef/kurban olmak, (bir
fenalığa) uğramak/maruz kalmak.
He has been on the receiving end of his father's temper: Babasının öfkesine hedef oldu.
emekli aylığı almaya başlamak Verb
emekli aylığı almaya başlamak Verb
elektrikle çalışır radyo alıcısı
mahkemeye iflas dilekçesi vermek Verb
siparişin alınmasından itibaren bir hafta içinde teslimi vaat etmek Verb
siparişin alınmasından itibaren bir hafta içinde teslimi vaadetmek Verb