yükü kendi sırtına yüklemek
Verb
Avam Kamarası teşrifat nazırı.
Gentleman Usher of the Black Rod ile ayni anlama gelir.
Noun
(oto) krank/bağlama/piston kolu.
çatal çubuk: yeraltında maden veya su aramada kullanılan genellikle fındık ağacından yapılmış çatal çubuk.
Noun
çatal çubuk: yeraltında maden veya su aramada kullanılan genellikle fındık ağacından yapılmış çatal çubuk.
Noun
motoru yenilenmiş ve gövdesi tamir görmüş eski araba.
Noun
(topoğrafya) mira, seviye farkı ölçmekte kullanılan taksimatlı çubuk.
Noun
yıldırım siperi, yıldırım savar, siperi saika: yıldırımın zararından korumak, için bina, direk vb.'nin
tepesine konulan ve iletken tellerle toprağa bağlanan sivri uçlu çubuk.
rod ile ayni anlama gelir. yıldırım siperi.
bağlama çubuğu, gergi çubuğu.
Noun
çubuk otu
(Viburnum cassinoides, V. nudum). Kuzey Amerika'da yetişir, beyazımsı çiçek açar, çubuk gibi sürgünleri vardır.
Noun
bir kimseyi cezalandırmayı tasarlamak, bir kimsenin hoşlanmayacağı şeyler plânlamak, birisi için kızılcık sopası hazırlamak.
birine sert/müsamahasız davranmak, sıkı zaptürapt altında tutmak.
demir çubukla hüküm sürmek
Verb
Kızını dövmeyen dizini döver.