secondary

  1. Adjective tali
  2. Adjective ikincil, tali.
  3. Adjective ikinci derecede olan, ikinci gelen.
  4. Adjective fer'î, ikinci diziden, özgün/orijinal olmayan.
    secondary sources of historical reasearch.
  5. Adjective yardımcı, yedek, önemsiz.
  6. Adjective, Chemistry (a) iki atom veya grubun değişmesinden oluşan.
    secondary salt/phoshate. (b) çevrimsel bileşimde
    başka iki C (karbon) atomuna bağlı C atomu içeren.
    secondary butyl.
  7. Adjective, Electronics (transformatör vb.) sekonder/ikinci (sargıda indüklenen)
    secondary voltage/current.
  8. Adjective, Geology başka bir mineralin değişmesiyle meydana gelen.
  9. Adjective, Grammar (a) türetilmiş, (b) geçmiş +.
    secondary tense: geçmiş zaman.
  10. Noun yardımcı, muavin.
  11. Noun delege, murahhas.
  12. Noun, Electronics ikinci/sekonder sargı.
  13. Noun kuş kanadının ikinci eklemindeki tüy.
  14. Noun böceğin arka kanadı.
  15. Noun ikinci savunma hattı.
Genel ortaöğretim (NACE kodu: 85.31) Noun, Trades-Professions
üst kimlik Noun, Sociology
Ortaöğretim (NACE kodu: 85.3) Noun, Trades-Professions
Teknik ve mesleki orta öğretim (NACE kodu: 85.32) Noun, Trades-Professions
(uzun bir sözcükte) ikinci vurgu.
tali hesap
ikincil okuyucular (bir dergi ya da gazetenin kendilerine yönelik olan kişilerin dışında kalan okuyucuları Noun
akümülatör.
ek ödemeler Noun
hemen paraya çevrilebilen birinci sınıf menkul kıymetler
bir şahısla alışveriş etmemek ve diğer müşterilerinin de ikna yoluyla veya zor kullanarak
bir işyerinde çalışan işçilerin sendika ile arasında uyuşmazlık çıkan başka bir işverene ait malları kullanmamaları Noun
onunla alışverişlerine engel olmak amacıyla türlü kimselerin birlikte hareket etmelerinden ibaret boykot
yan meslek
ikinci basamak sağlık hizmeti Noun, Medicine
ikinci derecede önemli olan şey
ikinci derecede önemli şey
akümülatör.
akümülatör gözesi/ elemanı.
tali talep
tâli renk: ilkel renklerin karışmasından oluşan renk (turuncu, yeşil, mor vb. gibi).
iki temel rengin karışımından meydana gelen renk
tali sonuç
ikincil sorun, daha az önemli mesele.
(US) karşı akreditif
ikincil alacaklı
ikincil veriler (şirket içi kayıtları , resmi istatistikler gibi elde mevcut bilgiler
ikincil veriler
bir borca kefalet eden ikinci derecede borçlu
ikincil borçlu
borca kefalet eden ikinci derecede borçlu
ikincil dağıtım
ikincil dağıtım (yatırımlarda , ihraç edilmiş hisse senetlerinin ikinci kez satışa sunulması
borsa saatleri dışında kıymetli kâğıt alım satımı
dolaylı yazılı delil
ikinci derecedeki irtifak
bir asli irtifak hakkından yararlanmayı mümkün kılan ya da kolaylaştıran ve ona bağlı olan ikinci derecedeki irtifak
bir asli irtifak hakkından yararlanmayı mümkün kılan veya kolaylaştıran ve ona bağlı olan ikinci derecedeki irtifak
orta öğretim.
ortaöğretim Noun, Education-Training
ikincil salım, sekonder emisyon.
ihtilaflı hususu ispata yeter kuvvetteki delil
bir özelliği en iyi ve kesin olarak kanıtlamaya yarayan kanıtlara nazaran ikinci derecedeki kanıtlar
ikinci derecedeki kanıtlar
salamura
(askerlik) ikinci cephe
alt kimlik Noun, Sociology
ikincil sanayi I
ikincil sanayi
ikincil enfeksiyon Noun, Medicine
fark faturası
feri mesele Noun
(bilanço , US) ilerde doğabilecek borçlar Noun
(US) ikincil sorumluluk
adi kefil borcu
ikinci derecede sorumluluk (kefil sorumluluğu
ilerde yer alacak bir yükümlülük sorumluluğu
ikinci derece sorumluluk
ikinci derecede sorumluluk
ikincil sorumluluk
tali hat
ikincil piyasa Noun, Banking
ikinci el piyasası Noun, Banking
ikinci sınıf piyasa
ikinci el piyasa Noun, Banking
ikincil piyasalar
ikincil anlam
ikinci anlam
ikincil amaç
ikinci derecede borç
bir yükümlülüğün yerine getirilememesi durumunda onun yerine ifa olunacak olan borç
ikincil sunuş (büyük çapta bir şirket hissedarının büyük miktarda hisse senedi satışı
ikincil sunuş
iş yerinde olmayanların grev gözcülüğü
(US) işyerinden olmayanların grev gözcülüğü
yan ürün
ikincil ürün Noun, Competition Law
ikincil sektör üretimi (hammaddelerden mamul mal üretimi ve inşaat işlerini içeren üretim
feri delil
ortaokul öğrencisi
ikincil sorun
ikinci el okurluğu (bir yayını satın alıp okuyandan sonraki okur
gayri menkul sahibinin masrafları arttıkça (vergiler , yakıt , vb) kira bedelinin de arttığı kira türü
tali yedekler (bankalarca tutulan devlet tahvilleri gibi hızla nakde dönüştürülebilen yedekler Noun
tali yedekleri Noun
tali haklar Noun
ortaokul, lise.
ortaokul Noun, Education-Training
ortaokul diploması
ikincil okuldan mezuniyet belgesi (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
ortaöğretim fen ve matematik alanları eğitimi Noun, Education-Training
Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Eğitimi Bölümü Noun, Education-Training
ikincil sektör
tali teminat
tâli cinsiyet belirtileri, üreme organları dışındaki belirtiler (sakal, göğüs vb.)
tâli cinsiyet belirtileri, üreme organları dışındaki belirtiler (sakal, göğüs vb.)
ara mili
ikincil veri kaynağı (başka bir kişi ya da grubun yayımladığı araştırma sonuçlarından elde edilmiş bilgi
ikincil çalıştırma tertibatı Noun, Transport
(uzun bir sözcükte) ikinci vurgu.
dolaylı boykot grevi
firenginin ikinci devresi.
ikinci derecede kullanım hakkı
(bilanço) ileride doğabilecek borçlar Noun
ikinci derecede önemi olmak Verb
ikinci derecede önemli olmak Verb
AT ikincil hukuku
(US) ilk ve ortaokul
alt ikincil öğretim (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
ikinci derecede önemli olan şey
ikinci derecede önemli
maaş ikinci derecede önemli bir sorun
ikinci bir etiket altında satmak Verb
üst ikincil öğretim (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Eğitimi Bölümü Noun, Education-Training
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü Noun, Organizations