slave

  1. esir, köle (gibi çalışmak).
  2. kul, bende (olmak).
  3. cariye, halayık.
  4. esir gibi çalışan kimse.
    a housekeeping slave.
  5. Machines bağlı/bağımlı/ başka bir düzenin kontrolu altında çalışan mekanizma.
  6. esir etmek, köle yapmak.
eşek gibi çalışmak Verb
kölece Adjective
(a) forsa, kadırgada çalışan kürek mahkûmu, (b) köle gibi çalıştırılan kimse, yeknesak/ağır işlerde çalıştırılan işçi.
köleleştirmek Verb
köleleşmek Verb
işçi.
The wage slaves don't know what real freedom is. Noun
fuhşa zorlanan kadın/kız, beyaz esire.
white-slave traffic: beyaz kadın ticareti.
white slavery:
zorla yapılan fuhuş/orospuluk.
white slaver: pezevenk.
Noun
köle gibi çalışmak Verb
köle karınca.
köle gibi çalışmak Verb
ağır koşullar altında çalışmak Verb
çok çalışmak Verb
dinlenmeden çalışmak.
ayak bileziği.
köle gibi adam çalıştıran kimse, kölelere nezaret eden kimse.
(a) esir/mahpus işçiler, zorla çalıştırılan işçiler, (b) esir işi, zorla yaptırılan iş.
köle işçi Noun
esir pazarı
esir gemisi.
bağımlı uçbirim Information Technology
esir ticareti
köle ticareti
esir ticareti
esiri olmak Verb
görevinin esiri olmak Verb
paranın esiri olmak Verb
köleliğin olmadığı bir eyalete kaçan köle sahibi kölesini geri alabiliyordu
köleliği tanıyan 1793 ve 1850 tarihli kanunlar Noun
bu çerçeve içinde
beyaz kadın ticareti
beyaz kadın ticareti
Mann Yasası: ABD Kongresinin 1910'da çıkardığı ve fuhuş maksadıyla bir eyaletten ötekine kadın taşımayı suç sayan yasa Noun