supposed to

gerekmek, lâzım gelmek, olması beklenmek.
I am supposed to be in Ankara tomorrow: Yarın Ankarada
olmam gerekiyor.
The ship is supposed to arrive today: Geminin bugün gelmesi lâzım/bekleniyor.
What am I supposed to do now? Şimdi ne yapmalıyım?
You are not supposed to do that: Onu yapmamalısın.
He is supposed to be rich: Zengin olduğu söyleniyor.
birşey olması gerekmek Verb
birşey olması beklenmek Verb
birşeyi yapması beklenmek Verb
birşeyi yapması gerekmek Verb
Ne yapmamı bekliyorsun?
Ne yapabilirim ki?
Ne yapacağız şimdi?
Bu ne anlama geliyor?
Ne demek istiyorsun?