to address

English Turkish Phrases

to address the notification to
bildiriyi
a form of address to an older man
dayı
address an inquiry to sb
birinden bilgi istemek Verb
address oneself to a task
bir işe kolları sıvamak Verb
address oneself to a task
kendini bir işe adamak Verb
address oneself to sb
birine başvurmak Verb
address reproaches to sb
birini azarlamak Verb
address the notification to
'a hitaben yazmak Verb
address to
(enerji ve kuvvetini) yöneltmek, vakfetmek, hasretmek.
He addressed himself to the task: Kendini
işine vakfetti.
Let us now address ourselves to the business in hand: Şimdi bütün enerjimizi elimizdeki işe yöneltelim.
address your complaints to the manager
şikâyetlerinizi müdüre bildiriniz
deliver goods to sb's address
malları birinin adresine teslim etmek Verb
forward letters to a new address
mektupları yeni adrese göndermek Verb
forward letters to a new address
mektupları yeni bir adrese göndermek Verb
pay one's address to sb
birine kur yapmak Verb
payable at the address to payee
adresinde alıcısına ödenecek
print hand ; to print an address ; to print one's name ; printing types
matbaa harfi bir adresi matbaa harfleriyle yazmak adını matbaa harfleriyle
to the address of
adresine
English-Turkish phrases from Zargan's own database