takas etme yetkisi
müdahalede bulunma yetkisi
becayiş etmek, mübadele usulüyle alışveriş yapmak, mala karşılık para değil mal alıp vermek, takas/trampa/değiştokuş
yapmak.
They bartered farm products for machinery.
becayiş, değiştokuş, trampa, takas, aynî mübadele.
değiştokuş yapılan mal, trampa/mübadele metaı.
He arrived with new barter for the natives: Yerliler
için yeni bir mübadele metaı buldu.
değiştokuş İsim, Reklamcılık
takas İsim, Ekonomi
trampa İsim, Ekonomi
takas ilanı
takas anlaşması
satmak, feda etmek, heba/payimal etmek.
barter away one's honor: şerefini/haysiyetini satmak/payimal
etmek.
to barter away one's rights/liberty: haklarını/hürriyetini satmak.
takas işi
takas ekonomisi
Yahudi pazarlığı yapmak Fiil
bezirgânlık yapmak Fiil
takas malları İsim
takas ticareti
takas muamelesi
takas işi
takas ünitesi
takas ticareti yapmak Fiil
gayrisafi değişim ticaret hadleri İsim