[did]

did

fiilinin geçmiş zamanı. Fiil

did he say so? It's strange

acayip, öyle mi dedi? acayip

Did he though

sahi mi? ne diyorsun? bak hele!
“He said you were crazy.” “ Did he, though ”: Senin için delidir

Did I ask you?

Sana soran oldu mu? Cümle, Deyim

Did I ask you?

Sana soran olmadı! Cümle, Deyim

Did I ask you?

Sen kendi işine baksana! Cümle, Deyim

Did you get it?

Anladın mı? İsim

Did you understand?

Anladın mı? İsim

he did it unasked

söylemeden yaptı

his death did not impinge on her

ölümü ona dokunmadı

How did it go?

Nasıl geçti?

How did it happen?

Nasıl oldu?

how did you come by that book

bu kitabı nereden ele geçirdin

How much did it cost?

Kaça maloldu?

I did it!

Başardım! Cümle

I did not expect that from her

bunu ondan beklemek mezdim

I did what I could.

Elimden geleni yaptım.

Little did I think that ….

… hiç aklıma gelmezdi. Cümle

Little did I think that ….

… olacağına söyleseler inanmazdım. Cümle

our expectations did not materialize

beklentilerimiz gerçekleşmedi

rue the day (when one did something)

(bir şey yaptığı günü) üzülerek hatırlamak.

Well, did you ever!

Acayip! Çok tuhaf! Allah Allah!

What choice did I have?

Ne yapabilirdim ki?

What did I do wrong?

Nerede hata yaptım?

What did I do wrong?

Nerede yanlış yaptım?

what did you say

efendim

what did you say

ne dedin ?

When did I ask you?

Sana soran oldu mu? Cümle, Deyim

When did I ask you?

Sana soran olmadı! Cümle, Deyim

When did I ask you?

Sen kendi işine baksana! Cümle, Deyim

Where did that come from?

Bu da nereden çıktı şimdi?