1. Fiil önceden görmek/sezmek, ileriyi görmek, olacağı/geleceği keşfetmek.
    We should have foreseen this trouble months ago.
  2. Fiil önceden bilmek/tahmin etmek.
    Do you foresee any problems with the new system?
kendini bekleyen güçlükleri önceden sezmek Fiil