içkisi başında oturup kalmak
Fiil
oyalanmak, vakit öldürmek.
We lingered away the summer at the beach.
başkalarının arkasında kalmak
Fiil
bir konu üzerinde uzun süre durmak.
I let my eyes linger on the scene: Gözlerimi uzun süre manzaradan ayıramadım.