1. İsim, Matematik kalan
  2. İsim kalan, artık, kalıntı, bakiye.
    Afterwards he went to Bursa where he lived for the remainder of his
    life: Sonra Bursaya giderek geri kalan ömrünü orada geçirdi.
    I will pay you a ten dollars deposit and the remainder on delivery.
  3. İsim, Matematik (a) artan, fark: bir sayı ötekinden çıkarılınca geride artan sayı.
    9 minus 5 leaves a remainder of
    4. (b) kalan: bir sayı ötekine bölününce geriye kalan sayı.
  4. İsim, Hukuk müstakbel miras hakkı: bir kimseye kalan mirasın o öldükten sonra belirli birine intikali.
  5. İsim satıştan sonra yayınevinde kalan ve tenzilatla satılan kitap.
  6. Sıfat kalan, artık, artakalan, kalıntı, bakiye.
    remainder sale: artakalan kitap satışı.
    remainder
    shop: artakalan kitapları satan dükkân.
  7. Geçişli Fiil artakalanları (kitap vb.) satmak.
önceki bir ayni hakkın son bulmasından önce
emlak üzerindeki gelecek bir menfaat
belirtilmiş bir şartın gerçekleştirilmiş olmasına bağlı olan
iki ya da daha çok sayıdaki hissedara kalan iki ya da daha çok hissenin her biri
(biri hisseleri almazsa ötekine ya da başkalarına geçer
vasiyetnamedeki bütün öteki şartlar yerine getirildikten sonra kalan mal mülk
muhakkak beklenen haklar
bakiyenin ödenmesi İsim
geriye kalan artık bakiye İsim, Matematik
biri tasarruf ettikten sonra geri kalan şeyden tasarruf etme hakkı
seri sonu mal
mallardan arta kalan
satılmamış mallar
art mirasçı
hayat boyu kira sözleşmesinin sona ermesi üzerine hak elde eden kişi
bir borcun bakiyesi
bir hesabın bakiyesi
geri kalan stok
günün geri kalan zamanı
arta kalan mal satışı
seri sonu satışı
arta kalan malların ucuza satıldığı dükkân
haftanın geri kalanında