trumps -> trump

  1. (iskambil) koz.
    trump card: koz, güvence.
    play one's trump card: kozunu oynamak.
    He
    always turns up trumps: O her zaman dört ayak üstüne düşer/talihi daima yaver gider/aşığı cuk oturur.
  2. iyi adam, mert/cömert kimse.
  3. (a) boru, (b) boru sesi.
  4. koz oynamak, koz oynayarak almak.
  5. üstün olmak, geçmek, daha mükemmel olmak/yapmak/başarmak, gölgede bırakmak.
  6. boru çalmak.
elinde koz olmak Fiil
kozunu oynamak Fiil
kozunu oynamak Fiil
(yalan vb.) uydurmak, icat/isnat/ iftira etmek.
trump up an excuse: mazeret uydurmak.
trump
up a charge: uydurma suçla suçlamak, suç isnat etmek.