1. = Oklahoma (kısaltma, posta kodu).
  2. tamam, doğru, iyi, geçerli, makbul, şayanı kabul, uygun, münasip, yolunda, peki, pek âlâ.
    O.K., I'll
    get it for you: Peki, onu sana alırım.
    Everything is O.K.: Her şey yolunda.
    The new schedule is O.K.: Yeni program uygundur.
    That car goes O.K. now: O araba şimdi iyi işliyor.
  3. onaylamak, tasdik etmek, “peki” demek, uygun/münasip/doğru bulmak.
  4. izin, müsaade, onay, rıza, muvafakat, kabul, tasdik.
OK.
Oldu.
İyi misin?
Ben böyle iyiyim.
Tek başıma da idare ederim.
Rica ederim.
Sorun değil.
tamam, doğru, iyi, geçerli, makbul, şayanı kabul, uygun, münasip, yolunda, peki, pek âlâ.
O.K., I'll
get it for you: Peki, onu sana alırım.
Everything is O.K.: Her şey yolunda.
The new schedule is O.K.: Yeni program uygundur.
That car goes O.K. now: O araba şimdi iyi işliyor.
onaylamak, tasdik etmek, “peki” demek, uygun/münasip/doğru bulmak.
izin, müsaade, onay, rıza, muvafakat, kabul, tasdik.
peki! olur! oldu! hayhay! kabul! tamam! Ünlem
  1. Bilgi Teknolojileri arrow
  2. (wagon) tongue
  3. pale
  4. (ship's anchor) shank
  5. (porcupine) quill
  6. missile
beam
tongue
shaft
drawbar İsim, Ulaşım
towbar İsim, Ulaşım
crane jib
down arrow Bilgi Teknolojileri
Two-headed arrow Bilgi Teknolojileri
bowman
sagittate Sıfat, Botanik
to dart Fiil
to fleet Fiil
to corner at speed Fiil
flight wedge
arrow key Bilgi Teknolojileri
barb
arrow head Bilgi Teknolojileri
The die is cast.
The die has been cast.
arrow feather İsim, Avcılık

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. Yay denilen âletle fırlatılan ve ucunda ... değnek, tir, sehim, nâvek