(a) trafiğin durmasına sebep olmak.
A stalled car backed up the traffic for miles. (b)
basım kâğıdın arka yüzüne basmak, (c) geri gitmek/basmak/sürmek.
back up into the garage: (arabayı) geri sürerek garaja sokmak. (d) desteklemek, teyit etmek, sağlamlaştırmak.
He backed up my story and they let us go: O da benim anlattıklarımı teyit etti ve bizi serbest bıraktılar.