1. itibardan/gözden düşürme(k), kötüleme(k), şeref ve itibarına halle getirme(k).
    an effort to discredit certain politicians.
  2. inanmamak, güvenmemek, itimat/itibar etmemek, önem vermemek.
    One should discredit a good deal of what
    is printed in newspapers.
  3. itimadı/güveni sarsmak.
    Later research discredited earlier theories.
  4. itibarsızlık, itimatsızlık, güvensizlik, şüphe.
  5. şeref/haysiyet/itibar kırıcı şey, leke, zül, yüz karası.
    to be somebody's discredit: birisi için
    yüz karası olmak, bir kimsenin şerefini lekelemek/şerefine halel getirmek.
    That boy is a discredit to his family.
    It is to his discredit that … : Onun aleyhine kaydedilecek bir şeydir ki …
ailesinin yüz karası
itibarsızlaştırma İsim
itibardan düşürmek Fiil
itibarını yitirmek Fiil
bir delili şüpheye düşürmek Fiil
bir tanığın ifadesine şüphe düşürmek Fiil
kendi itibarını bozmak Fiil
birinin itibarına halel getirmek Fiil
birini kötülemek Fiil
bir ifadeyi şüpheye düşürmek Fiil
şüphe/itimatsızlık göstermek.
bir beyanat hakkında şüphe uyandırmak.