hangi vasıtayla olursa olsun
her türlü çareye başvurarak
dürüst olmayan ticaret yapmak
Fiil
birine kancıklık etmek
Fiil
bir kabloyu dolaştırmak
Fiil
bir geminin seyrini aksatmak
Fiil
deniz dibinde bir engele takılan çapa
(beyzbol) faul çizgisi dışına çıkan top.
İsim
beceriksiz, acemi, şanssız, acayip kimse.
İsim
iskarça ve tehlikeli liman
özürlü sağlık patentası
İsim
limanda veya gemi mürettebatında bulaşıcı hastalık olduğunu bildiren sağlık belgesi
içinde gemi sahibi tarafından konan ve malların teslim alındığı zaman iyi halde olmadığını belirten notun bulunduğu konşimento
gemi sahibinin malların tesellümde iyi durumda olmadığını belirten notunu içeren konşimento
(yük hasarlı yüklenmiştir
free throw line ile ayni anlama gelir. (basketbolde) sepetten 4.5 m. ötede faul atışlarının yapıldığı çizgi.
İsim
(a) (beyzbol) hatalı topa vurarak oyundan çıkarılmak, (b) basketbol) müsaade edilenden fazla hata yaparak oyundan çıkarılmak.
kurallara aykırı oyun.
İsim
hiyanet, kast, suikast, cinayet.
He was a victim of foul play: Bir cinayete kurban gitti.
İsim
(basketbol) serbest atış.
İsim
(beyzbol) hatalı vuruş.
İsim
karıştırmak, bozmak, berbat etmek, acemice davranmak, becerememek, yüzüne gözüne bulaştırmak.
or
afoul) of/upon: (a) karmakarışık olmak, (b) çatışmak, ihtilâfa düşmek, kavgaya tutuşmak, (c) (gemi) çarpışmak.
(a) (gemi vb.) çarpışmak, (b) zıt gitmek, çatışmak, (c) saldırmak, taarruz/tecavüz etmek.
saç saça baş başa gelmek
Fiil
suç işleyerek biri tarafından cezalandırılmak
Fiil
kızdırdığı birinin gazabına uğramak
Fiil
kanunu çiğneyip ceza almak
Fiil
yasalara karşı gelip cezalandırılmak
Fiil
kanunsuz yollara başvurmak
Fiil
sığlık sularda gitmek
Fiil
bir arabayla çarpışmak
Fiil
bir kanunu ihlal etmek
Fiil