1. İsim binici, süvari, yarış atı binicisi, cokey.
  2. İsim sürücü, pilot, şoför: uçak, otomobil vb. gibi taşıtı süren/idare eden kimse.
  3. İsim (at) sürmek, (yarışta) ata binmek/at koşturmak.
  4. İsim mahirane yönetmek/idare etmek/sevketmek/hareket ettirmek/yürütmek.
    The crew were jockeying their boats
    to get into the best position for the race.
    jockey for position: (yarış başında) en iyi yeri kapmak.
  5. İsim aldatmak, hile yapmak,
    argo faka/tongaya bastırmak.
    Swindlers jockeyed Mr. Smith into buying some worthless land.
  6. İsim kurnazca iş/manevra çevirmek, bir işi akıllıca becermek/başarmak.
    He jockeyed himself into the office.

    They were jockeying for office in the new government: Yeni hükümette bir sandalye elde etmeye çalışıyorlardı.
Radyo/TV caz programlarında plakları seçen/sunan spiker. İsim
Radyo/TV caz programlarında plakları seçen/sunan spiker. İsim
jet pilotu
iş arayan
televizyonda sürekli kısa video filmleri ve benzer filmler sunan kişi
kötü bir trampaya girişmek Fiil
cokey kulübü: at yarışlarını yöneten kulüp İsim
bir mevkii ele geçirmek için her çareye başvurmak Fiil
bir yarışın başında kurnazlıkla iyi yere geçmeye çalışmak Fiil
birini göndermek Fiil
birini bir yere yerleştirmek Fiil
birinin parasını soymak Fiil
birini çalıştığı yerden çıkarmak Fiil
birinin parasını dolandırmak Fiil
(hile ile) birisini işinden attırmak/kovdurmak,
argo ayağının altına karpuz kabuğu koymak, kuyusunu kazmak.