1. çökme(k), birdenbire düşme(k)/yığılma(k).
    Suddenly she slumped to the floor.
  2. bataklığa/çamura/kara saplanma(k)/gömülme(k)/batma(k).
  3. (fiyat) ânî olarak düşme(k).
  4. (sağlık/iş/nitelik vb.) bozulma(k), kötüleşme(k), fenalaşma(k).
  5. eğilme(k), eğrilme(k), sarkma(k), omuzları sarkıtma(k).
  6. (toprak) kayma(k).
  7. fiyat düşüklüğü, iş durgunluğu.
  8. omuzları sarkıtara kendini bırakmış durumda oturma/yürüme.
inşaat piyasası krizi
işlerin durgunluğu
konjonktürel daralma
ekonomik fiyatların birden düşmesi
fiyatların ani düşme tahmini
fiyatlarda ani düşme tahmini
sanayide kriz
sanayii de kriz
yatırımın yavaşlaması
borsada fiyatların düşmesi
üretimin yavaşlaması
kâr da durgunluk
kârda durgunluk
ekonomiyi durgunluğa götürmek Fiil
satışta düşme
mevsimle ilgili piyasa durgunluğu
borsa da kriz
borsada kriz
tekstil sanayii krizi
dünya ekonomik krizi
tarım ürünleri fiyatlarında ani düşme
talepte birden düşme
fiyatlarda düşme
üretimde ani düşme
satışlarda düşme
hisse senedi fiyatlarında düşme
frank kurunda düşme
ekonomik kriz esnasında fiyatlar düşmek Fiil
ticarette durgunluk
hisse senedi piyasasında durgunluk
durgunluk dönemi
yirmi puan düşmek Fiil
inşaat alanında süren durgunluk