1. haydi haydiye, evleviyetle, daha fazla/ziyade, daha çok.
    I like him all the more for his reticence:
    Onu daha ziyade ağzı sıkı olduğu için seviyorum (Ağzı sıkı olduğu için onu daha çok seviyorum).
haydi haydiye, evleviyetle, daha fazla/ziyade, daha çok.
I like him all the more for his reticence:
Onu daha ziyade ağzı sıkı olduğu için seviyorum (Ağzı sıkı olduğu için onu daha çok seviyorum).
haydi haydi Zarf
daha da Zarf
iyice Zarf
evleviyetle Zarf
özellikle … için.
ne kadar çok olursa o kadar iyi.
ne kadar çok … ise o kadar az.
The more you talk the less you think: Ne kadar çok konuşursan o kadar az düşünürsün.
… için daha kuvvetli sebep, … daha iyi ya!
haydi haydi Zarf
daha da Zarf
iyice Zarf
evleviyetle Zarf
daha uzak geçmişte Zarf
bir şirketi daha kârlı bir yola sokmak Fiil
genellikle gözardı edilmek Fiil
genellikle ihlal edilmek Fiil
kırk tarakta bezi olmak Fiil
olayları daha iyi incelemek Fiil
olayları daha iyi incelemek Fiil
göründüğünden başka türlü, göründüğü gibi/kadar … değil.
Sewing looks quite simple, but there's more
in it than meets the eye.
Daha önemlisi, ...
kontratın bitmesine daha üç yıl var
işin altında iş var; daha bilinmeyen gerçekler/sebepler var.